Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/1082 E. 2011/1552 K. 15.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1082
KARAR NO : 2011/1552
KARAR TARİHİ : 15.03.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden doğan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-27.03.2006 günlü imalât formu ile davalı iş sahibi davacı yükleniciye 3100 m2 kumaş siparişi vermiştir. Formda teslim tarihi 20.04.2006 olarak kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamı ve yanlar arasındaki yazışmalardan bu tarihte kumaşların teslim edilmediği anlaşılmakta olduğu gibi davacı yüklenici, 21.04.2006 tarihli antetli kağıda yazılı belgede dokumada yaşanan problem nedeniyle teslimde gecikme olduğunu kabul etmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. 27.03.2006 tarihli sipariş formunda da teslimde gecikme halinde uygulanacak tazminat ya da cezai şart miktarı belirlenmemiştir. Buna rağmen eser sözleşmeleri karşılıklı taahhütleri ihtiva eden ve iki tarafa borç yükleyen akitlerden olduğundan sözleşmede hüküm bulunmasa dahi BK’nın 106/II. maddesine göre temerrüt halinde diğer taraf ifayı bekleyerek gecikmeden doğan zararların ödetilmesini talep edebilir. BK’nın 107/III. maddesi gereğince kesin vade geçmesine rağmen bitirilmeyen işlerde aynı Kanunun 106. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen mehil tayinine dahi gerek yoktur. Davalı 20.04.2006 ve 21.04.2006 tarihli fakslarında “Verdiğiniz termin kesinlikle kabul edilmeyecektir. Müşterimizden bu terminlerle alakalı bize reklamasyon dönerse, bunlar tarafınıza aynen yansıtılacaktır” şeklinde davacıya bildirimde bulunmuş ise de bu konuda yani müşterilerin reklamasyon faturalarının yükleniciye aynen ya da belli bir oranda yansıtılacağına dair taraflar arasında anlaşma bulunmadığından, gecikme tazminatının tek başına iş sahibinin müşterisinin faturasına göre belirlenmesi ve müşterinin reklamasyonunun tamamının yükleniciye yansıtılması mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece konusunda uzman bir tekstil mühendisi ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak bilirkişi kurulundan 27.03.2006 tarihli imalât formunda sipariş edilip geç teslim edilen kumaşlarla ilgili bunların miktarı, gecikme süresi, davalının müşterisinin gönderdiği reklamasyon faturası ve bu faturanın sipariş edilen kumaşlarla bağlantısı da gözönünde tutulup tartışılmak suretiyle davalının BK’nın 106/II. maddesine göre istemekte haklı olduğu gecikme tazminatı hesaplattırılıp bulunacak bu miktar ile ayıplı imalât nedeniyle kesildiği anlaşılan 24.10.2005 tarihli reklamasyon faturasındaki 6.023,02 TL toplanıp davacının 39.282,92 TL cari hesap alacağından mahsup edilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme sonucu davalının geç teslim nedeniyle düzenlediği reklamasyon faturasına itibar edilmek suretiyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.