Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2011/1044 E. 2012/1667 K. 15.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1044
KARAR NO : 2012/1667
KARAR TARİHİ : 15.03.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemi için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davalı şirkete ait otelde bir kısım dekorasyon işlerinin yapımı konusunda akdî ilişki kurulduğunu, imalâtın gerçekleştirildiğini, davalıya teslim edilerek montaj işlerinin yapıldığını, faturaların tebliğ edildiğini davalı yanca reklamasyon faturası düzenlenmiş ise de bu faturayı kendisine iade ettiklerini iş bedelinin bir kısmının ödendiğini ödenmeyen 15.900,50 TL bedelle ilgili yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabında, akdî ilişkiyi kabul etmiş, ahşap hareketli ve sabit mobilyaların kalitesinin evsafa uygun olup olmadığı anlaşılmadığından teslim tutanağının imzalanmadığını, ahşap parçaların montajı safhasında hatalı imalâtın ortaya çıktığını bunların davacı tarafa bildirildiğini, hatalı imalât ve montajdan kaynaklanan iade faturasını gönderdiklerini, iş teslimatı yapılmadığını savunmuştur.
Davalı cevap dilekçesindeki savunmalarının sonuç kısmında her ne kadar sözleşme konusu işin teslim edilmediğini ileri sürmekte ise de, cevap dilekçesi içeriği ve dinlenen kendi tanığının beyanına göre dahi sözleşme konusu mobilyaların davalı tarafa teslim edildiği ve montajının yapılarak halen onun tarafından kullanılmakta olduğu, anlaşılmaktadır. Teslim edilen eserde bir kısım ayıplar bulunduğu bilirkişi raporuyla belirlenmiş olup bu ayıpların kabule icbar edilemeyecek derecede olmadığı, bedelden tenzili gerektirir nitelikte bulunduğu belirlenmiştir. Taraf tanıkları da ayıp ihbarının yapıldığı konusunda beyanda bulunmuşlardır. Keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda bedelden tenzili gereken miktar hesaplanmış ise de, işin yapıldığı ve teslim edildiği tarihe göre saptandığı anlaşılamamaktadır.
Bu durumda mahkemece sözleşme konusu işlerin davalıya teslim edildiği sabit olduğundan, keşfe katılıp rapor düzenleyen teknik bilirkişiden saptanan ve kanıtlanan ayıpların BK’nın 360. maddesi hükmünce işin yapılıp teslim edildiği 2004 yılına göre ve fatura bedelleri de dikkate alınarak, bedelden tenzili gereken miktar konusunda ek rapor alınıp, davacının istemekte haklı olduğu iş bedeli hesaplattırılarak bundan yine kabul edilip kanıtlanan ödeme düşüldükten sonra varsa kalan miktar üzerinden itirazın iptâli ve takibin devamına karar verilmesi ve bu halde alacağın varlığı ile miktarı yargılama sonucu belirlenmiş olacağından davalının icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmaması gerekir. Bu hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ve eksik inelceme sonucu davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddiyle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.