YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7543
KARAR NO : 2012/30
KARAR TARİHİ : 16.01.2012
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Uyuşmazlık, Borçlar Kanunu’nun 410 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme ilişkisinden kaynaklanmakta olup davada, davalı yararına yapıldığı ileri sürülen işlerin bedeli istenmiş, mahkemece kısmen kabule dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerine görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı, davalı için inşaa edilen çocuk hastanesinin elektrik, klima, havalandırma ve gaz sistemlerini yaptığını, ancak gerçekleştirdiği imalât bedelinin ödenmediğini beyanla önce … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/181 Esas sayılı dosyasında 100.000,00 TL bedelli kısmi alacak davası açmış, istemin kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davalı yanca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.09.2009 T., 2008/4398 E., 2009/4874 K. sayılı ilâmı ile, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporuna davalı vekilinin itirazları doğrultusunda ek bilirkişi raporu ve gerektiğinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan keşifle rapor alınmadan hüküm oluşturulmuş ise de, davada talep edilen ve mahkemece karar altına alınan miktara göre onama cihetine gidilmiş, bilahare başvurusu üzerine davalı vekilinin karar düzeltme itirazları reddedilmiş ve anılan dosyada karar verilmesinden hemen sonra da, orada alınan bilirkişi kurulu raporunda hesaplanan miktara göre bakiye 1.191.260,00 TL alacağın tahsili için temyiz incelemesine konu eldeki dava açılmıştır.
Yukarıda da değinildiği üzere Dairemiz onama ilâmında açıkça önceki kısmi davada alınan bilirkişi kurulu raporuna davalı vekilinin yaptığı itirazları karşılamak için ek rapor alınmaksızın ve gerektiğinde de yeniden oluşturulacak bir başka bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, ancak talep edilen ve hüküm altına alınan miktara göre hüküm onanmıştır.
Şu halde karar düzeltme incelemesinden de geçerek kesin hüküm haline gelen, sadece tahsiline karar verilen miktar yönündendir. Hükme dayanak alınan bilirkişi kurulu raporunda hesaplanan alacağın açılan ikinci dava yönünden de kesinleştiğinden bahsedilemez. Gerçekten de daha önce açılan kısmi davada alınan bilirkişi raporu daha sonra açılan ikinci davada hakimi bağlamaz. Zira bilirkişi raporunun kesinlik kazanması ve kazanılmış hak
teşkil etmesi verildiği, ilk dava içindir. Bilirkişi raporu takdirî delillerden olup, kısmi davada alacağın dava edilen miktar kadar olduğunun ispatlanması yeterlidir. Açılan ikinci davaya konu edilen alacağın miktarının ise davacı tarafça ayrıca kanıtlanması gerekir. O nedenledir ki, ilk davada alınan bilirkişi raporu bu davadaki alacak miktarının ispatı için yeterli sayılamaz (YHGK., 03.10.2007 T., 2007/15-614 E., 2007/696 K.).
Hâl böyle iken, ifade edilen hususlar gözetilmeksizin, açılan mevcut ikinci davada mahkemece, dosya aynı bilirkişi kuruluna tevdii edilmiş, önceki görüşlerini tekrar ettiklerini beyan eden bilirkişilerin görüşüne itibar edilerek karar verilmesi yoluna gidilmiştir. Oysa alınan rapor itirazları karşılamaktan uzak ve yüzeysel olup, denetime de elverişli bulunmamaktadır.
Nitekim, vekâletsiz iş görme hükümleri doğrultusunda, davalının yararına veya zorunlu imalâtın bedelinin, işlerin yapıldıkları tarihte geçerli serbest piyasa rayiçleri üzerinden hesaplanması gerektiği ve dava dilekçesinde yapılan açıklamalar ile dosya kapsamına göre imalâtın 2006 yılı 3 ve 9. ayları arasında gerçekleştirildiğinin anlaşılmasına rağmen atıf yapılan ilk raporda, fiyatlarda kayda değer değişiklik olmadığı, firma giderlerinin artması gibi kabulü mümkün olmayan sebepler gösterilerek 2007 fiyatları ile hesaplamaların yapıldığı, hesaba dahil edilen bir kısım imalâtın ise … Bakanlığı poz numaraları üzerinden bedellendirildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/532 Değişik İş sayılı dosyasında bilirkişi … tarafından verilen raporda, … kabloları üzerinde yapılan test sonuçlarının yeterli değerde olmadıkları ve kablo boylarının da gereken uzunlukta bulunmadıkları bildirildiği halde, aynı mahkemenin 2008/1240 Değişik İş sayılı dosyasında seçilen bilirkişilerin, network ağında kullanılan kabloların fazla yapılması gerektiği, ek yapılarak uzatmanın ağ performansını olumsuz etkileyeceği görüşleri varken, 2008/1240 D.İş sayılı dosyada … kablolarının vasıflarının uygun olduğunun bildirildiğinden bahisle, varsa bu konudaki çelişkiler de giderilmeksizin itirazların reddedildiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece; dava konusu çocuk hastanesinin yapımına ilişkin gerek davalı ile bağışçı … gerekse de …ile inşaatı yaptırdığı … İnş.Tur.San.ve Tic.A.Ş arasında imzalanan sözleşmeler ile bu sözleşmeler gereği yapılan işlere ait hakedişler, tutanaklar, yazışmalar vb. tüm belgeler getirtilerek, uyuşmazlığın özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği nazara alınıp, ihtilâf konusu imalât kalemleri konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif de yapılmak suretiyle hangi işlerin ve ne miktarda davacı tarafından yapıldığı tespit ettirilip, bedelleri imalâtın yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçleri üzerinden hesaplatılmalı, imalâtta varlığı saptandığı takdirde ayıpların bedeli imalât bedelinden tenzil edilmeli, bu arada davacı yanca gerçekleştirildiği ileri sürülen … kabloları hakkındaki tesbit raporları arasında oluşan çelişki giderilmeli ve bedeli yapılacak hesapta dikkate alınmalı, nihai olarak bulunacak bedelden de ödemeler düşülmeli ve sonucuna göre uygun bir hükme varılmalıdır.
Değinilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 16.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.