Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/7277 E. 2011/1399 K. 08.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7277
KARAR NO : 2011/1399
KARAR TARİHİ : 08.03.2011

Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinin ödenmeyen kısmının tespiti ve tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı iş sahibi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki 28.04.2004 tarihli sözleşmede işin bedeli tahmini olarak 8.000,00 TL gösterilmiş, bedelin yanına artı-eksi kelimeleri yazılmak suretiyle bu bedelin kesin olmadığı açıklanmıştır. Bu durumda taraflar arasında tam olarak kararlaştırılmış bir iş bedelinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. İş bedelinin tam olarak kararlaştırılmadığı durumlarda, yapılan işin bedelinin Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi uyarınca yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre uzman bilirkişiden alınacak raporla belirlenmesi ve bu şekilde sonuca varılması gerekir.
Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmışsa da, bu raporların işin yapıldığı tarih itibariyle düzenlenmediği 15.06.2010 tarihli ek raporda yapılan işin dava tarihi itibariyle 10.648,00 TL ile 12.973,00 TL arasında olduğu açıklandığına göre, bu raporlar hüküm kurmaya elverişli nitelikte görülmemiştir.
Mahkemece konunun uzmanı bir bilirkişiden yerinde keşif yapılarak davacı yüklenici tarafından yapılan tüm imalâtın yapıldığı tarih itibariyle mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre yapım bedeli kesin olarak hesaplattırılmadan yazılı şekilde karar oluşturulması doğru olmamıştır.
3-Davacı, davanın açılmasından önce davalı iş sahibini miktar belirtir ve ödeme ister bir yazı veya ihtarname göndererek temerrüde düşürmemiştir. Davacı tarafından davadan ayrı olarak başlatılan ve daha sonra takip edilmeyen icra takibinin tarihi ise 18.04.2007’dir. Bu durumda davalının davanın açıldığı 09.04.2007 tarihinde temerrüde düştüğü gözden kaçırılarak faizin 15.08.2005 tarihinden başlatılması da hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, uzman bir bilirkişi aracılığıyla davacı tarafından imal edilen mobilyaların bulundukları yerde keşif yapılarak, yapıldıkları tarih itibariyle serbest mahalli piyasa rayiçlerine göre imalât bedelinin kesin olarak belirlenmesinden, davalı tarafından ödendiği uyuşmazlık konusu olmayan ve davaya konu yapılmayan 8.000,00 TL düşülmek suretiyle, imalât bedeli fazla çıktığı takdirde aradaki farkın dava tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle tahsiline karar verilmesinden, davacının dava dilekçesindeki isteminin de gözönünde tutulmasından ibarettir.
Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca kararın davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 08.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.