Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/6651 E. 2012/289 K. 25.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6651
KARAR NO : 2012/289
KARAR TARİHİ : 25.01.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık, Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup davada, ödenmeyen bakiye hakediş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vâki itiraz üzerine, itirazın iptâli, takibin devamı istenmiş, mahkemece verilen red kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 1998 yılında düzenlendiği anlaşılan tarihsiz sözleşme ile … ili, … köyü, … mevkiinde blok inşaatlarının ve bu binalara ait alt yapı imalâtının yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı, yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Mahallinde yapılan belirlemelere göre, altı adet bloğun yapımının tamamlandığı, iki bloğun yapımının ise devam etmekte iken davalı iş sahibince gönderilen 09.09.2003 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı yüklenici tarafından … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2003/2063 Esas sayılı dosyasında 01.08.2003 tarihinde başlatılan icra takibinde; 53.603,06 TL asıl alacak, 1.503,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 55.106,88 TL’nin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yürütülecek %64 ticari temerrüt faizi ile tahsili istenmiş, davalı yanca takibe itiraz üzerine açılan davada; takip konusu alacağın 18 numaralı hakedişten ödenmeyen kısma ilişkin olduğu açıklanmıştır.
Davalı iş sahibi vekilince yapılan savunmada özetle; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin, sözleşmeyi davalı kooperatif adına imzalayanlardan başkan…’ın aynı
zamanda davacı yüklenici şirketin dahil olduğu … Holding A.Ş. yönetim kurulu üyesi olduğu için geçersiz bulunduğu, kooperatif ile yüklenici şirketin danışıklı şekilde davranarak yapılan imalâta karşılık yükleniciye rayicinin çok üzerinde ödemeler yapıldığı, bu itibarla kooperatifin herhangi bir borcunun olmadığı, izah edilen bu sebeple kooperatif yöneticileri hakkında Kooperatifler Yasası’na muhalefet suçundan ceza davası açıldığı bildirilerek buna ilaveten bazı teknik itirazlar da ileri sürülüp davanın reddi istenmiştir.
Yargılama sırasında inşaat mühendisi bilirkişiden alınan 31.01.2005 asıl ve 24.05.2005 günlü ek raporlarda; hesabın yapılabilmesi için bir çok evraka ihtiyaç bulunduğu, makine ve elektrik mühendislerinin de incelemeye katılarak mahallinde keşif yapılması, ödemelerin ise muhasebeci bir bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş, bunu takiben inşaat mühendisi, makine mühendisi ve elektrik mühendisinden oluşturulan bilirkişi kurulundan alınan 15.06.2007 asıl ve 20.10.2008 tarihli ek raporlarda ise, davacı alacağı 1.878.605,13 TL olarak hesaplanmış, mahkemece; ilk bilirkişiden alınan raporda bir hesap yapılamaması, ikinci bilirkişilerden alınan raporun ise takip dosyasındaki talep 53.603,06 TL olduğu halde 1.878.605,13 TL gibi bir alacak çıkarmaları gayri ciddi bulunarak, bunun yanında davacının sözleşme gereği tüm edimlerini eksiksiz yerine getirmemesi ve davalı kooperatif adına sözleşmeyi imzalayan …’ın aynı zamanda davacı ortaklarından … Holding A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle red kararı verilmiştir.
Oysa davalı iş sahibince taraflar arasındaki sözleşmenin 09.09.2003 günlü ihtarname ile feshedildiği ve böylece akdî ilişkinin sona erdiği sabit olup, bu itibarla mahkemece kesin hesabın yapılarak, davanın da İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılmış bir itirazın iptâli davası olduğu nazara alınıp uyuşmazlığın bir sonuca bağlanması gerekirken, sağlıklı bir hesap yapılmaksızın yetersiz olduğu kabul edilen bilirkişi raporları ile ihtilâfın ortada bırakılmasına neden olacak şekilde red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Davada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, sözleşmenin geçersizliğine ilişkin savunmadır. Davalı vekili, kooperatif adına sözleşmeyi imzalayan …’ın aynı zamanda davacı şirketin dahil olduğu … Holding A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olduğunu ileri sürmüş, ancak sözleşmenin düzenlendiği tarihte davacı şirketin gerçekten … Holding A.Ş.’ye dahil olup olmadığı veya … Holding A.Ş.’nin davacı şirketin ortağı bulunup bulunmadığı araştırılmamış, … Holding A.Ş.’nin kuruluşundan itibaren ortaklarını ve yönetim kurulu üyelerini gösterir kayıtlar getirtilmemiş, böylece kooparetif başkanı olarak sözleşmeyi imzalayan …’ın sözleşmenin düzenlendiği tarihte … Holding A.Ş. yönetim kurulunda yer alıp almadığı tesbit edilmemiştir. Dosya içinde mevcut, davacı şirketin 25.06.2009 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına katılan pay sahiplerini gösteren hazirun cetvelinde … Holding A.Ş.’nin, Nizam İnş. A.Ş.’nin ortağı olduğunun gözükmesi ve … Ticaret Sicil Memurluğu’ndan gelen 09.02.2010 havale tarihli yazıda, hangi döneme ilişkin olduğu belirtilmeksizin, kooperatif başkanı …’ın aynı
zamanda … İnş. A.Ş. ortaklarından … Holding A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olduğunun açıklanması sözleşme tarihindeki hukuki durumu tesbit için yeterli bulunmamaktadır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59. maddesinin 06.10.1988 tarihli 3476 Sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile değiştirilen VI. fıkrası hükmüne göre, kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif personeli, ortaklık işlemleri dışında kendisi veya başkası namına, bizzat veya dolaylı olarak kooperatifle kooperatif konusuna giren bir ticari muamele yapamaz. Belirtilen bu hüküm emredici nitelikte ve kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınması zorunludur. Fıkrada öngörülen durumların varlığının tesbiti halinde yapılan işlemin geçersiz kalacağı tartışmasızdır. O halde az yukarıdaki bentte açıklanan şekilde araştırma yapılarak sözleşmeyi kooperatif adına imzalayan …’ın gerçekleştirdiği işlemin 1163 Sayılı Yasa’nın 59/VI. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı tesbit edilmeli, sözleşmenin kooperatif başkanı … tarafından 59/VI. maddeye aykırı şekilde imzalandığının belirlenmesi halinde sözleşme geçersiz kabul edilerek taraflar arasındaki kesin hesap, sözleşmedeki esaslara dayalı olarak değil, sebepsiz iktisap kurallarına göre; gerçekleştirildiği belirlenecek imalâtın bedeli, yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçleri üzerinden ve kârsız olarak tesbit ettirilmeli (Y.15.HD.17.05.2001 T.,2001/800 E.;2001/2672 K.), sözleşmenin 59/VI. madde kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde ise, tüm imalâtın kesin hesabı aynı sözleşmeye tabi olarak çıkarttırılmalıdır.
Bunun yanında gerek yukarıdaki hususların, gerekse yapılan imalâtın ve ödemelerin tesbiti amacıyla kooperatif yöneticileri hakkında açıldığı anlaşılan … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/443 ve … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004/243 Esas sayılı dosyaları ile içlerindeki deliller de dikkate alınmalı, somut olay açısından etkili görüldükleri takdirde de sonuçları beklenmelidir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; birisi ödemeleri denetlemek üzere seçilecek mali müşavir, diğerleri uyuşmazlık konusunda uzmanlığı bulunan kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak, tesbit ve ceza mahkemelerinin dosyaları da nazara alınarak fesih tarihi itibariyle yapılan tüm imalâtın metrajı belirlenip yukarıda izah edilen hukuki esaslara göre davacının varsa alacağının hesaplatılması, rapora karşı yapılacak itirazların ek raporla, gerektiğinde yeni bir bilirkişi kurulundan alınacak raporla karşılanması ve davanın niteliği de gözden uzak tutulmadan buna uygun bir karar verilmesinden ibarettir.
Değinilen hususlar gözardı edilerek, ihtilâfın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği için bilirkişilerden raporlar alınmasına ve alınan raporların da yetersiz olduklarının kabul edilmesine rağmen, yapılan işlerin metrajı ve bedeli ile ödemeler belirlenmeden, işin tamamlanmamış olmasının yüklenicinin yaptığı işe göre hakettiği iş bedelini istemesine engel olmadığı nazara alınmadan ve sözleşmenin geçerli olup olmadığı usulünce araştırılmadan, yetersiz inceleme ve hatalı yorumla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25.01.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

– KARŞI OY YAZISI –

Eser sözleşmesinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/VI. maddesine aykırılık nedeniyle geçersiz sayılması halinde yüklenici şirket yaptığı imalatın bedelini BK’nın sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerine dayanarak isteyebilir. Geçersiz sözleşmeye dayanılarak imalât yapılmakla, davacı yüklenici şirketin malvarlığında bir azalma, davalı iş sahibi kooperatifin mal varlığında ise haksız bir artış meydana gelmiştir. Davalı kooperatif, malvarlığında meydana gelen bu artışı BK’nın 61. maddesi uyarınca davacıya iade ile yükümlüdür. Davalının malvarlığında oluşan haksız artışın miktarı, aynı iş başka bir yükleniciye yaptırılsaydı o yükleniciye ödenecek bedel kadardır. Başka bir yükleniciye ödenecek bedel ise işin yapıldığı tarihlerdeki serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanacak bedel olup, içinde yüklenici kârı da vardır. Davacı yükleniciye ödenecek imalât bedelinin işin yapıldığı tarihlerdeki serbest piyasa rayiçlerine göre müteahhit kârı dahil olarak hesaplanması gerekirken, sayın çoğunluğun hesaplamanın müteahhit kârı dahil edilmeksizin yapılması yönündeki görüşlerine katılmıyoruz.