Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/6285 E. 2011/5655 K. 04.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6285
KARAR NO : 2011/5655
KARAR TARİHİ : 04.10.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı … Mob.Dek.Tic.San.Ltd.Şti.vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava ve karşı dava Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde tanımlanan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-k.davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-k.davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı-k.davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 2.930,00 TL’nin ödeme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak, davacı … Mob.Dek.Tic.San.Ltd.Şti’ne verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair hüküm kurulmuş ancak, faizin başlangıç tarihi her türlü tereddüt ve kuşkudan uzak şekilde tespit edilip yazılmayarak, hükmün infazında sorun yaratır şekilde hüküm oluşturulmuştur. Oysa davacı-k.davalı İzmir 3. Noterliği’nden gönderdiği 21.01.2008 tarih ve 01626 sayılı ihtarnamede 22.452,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ödenmesini istemiştir. İhtarname davalı-k.davacıya 22.01.2008 günü tebliğ edilmiş olup, 28.01.2008 tarihi itibariyle davalı-k.davacı temerrüde düşmüştür. Bu durumda hükmedilen 2.930,00 TL’ye 28.01.2008 tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken, ödeme tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi şeklinde hüküm kurulması isabetli olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK.nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-k.davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle kararın hüküm kısmının 1. bendinde, 2. satırında yer alan “ödeme günlerinden itibaren” kelimelerinin çıkarılmasına, yerine “ 28.01.2008 temerrüt tarihinden” kelimelerinin yazılmasına, kararın değişik bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalı … Mob.Dek.Tic.San.Ltd.Şti.’ye geri verilmesine, 04.10.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
HUMK.nın 388 ve Anayasa’nın 141. maddelerine göre mahkeme kararlarının gerekçe içermesi zorunludur. Çünkü, taraflar ancak gerekçe sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığının, anlayabilecekleri gibi Yargıtay denetimi de ancak kararın gerekçe içermesi halinde mümkün olabilir. Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye yollama yapılarak hüküm kurulamaz. Somut olayda; mahkemece bilirkişi raporuna yollamada bulunularak hüküm kurulmuş olduğu gibi, hüküm fıkrasının hangi hukuki gerekçelerle oluşturulduğuna dair, hukuksal açıklamada bulunmamaktadır. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.