Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/6130 E. 2011/4828 K. 21.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6130
KARAR NO : 2011/4828
KARAR TARİHİ : 21.07.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

K A R A R –

Uyuşmazlığın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı ileri sürülerek tescil, olmadığı takdirde imalât bedelinin tahsili istenmiş, mahkemece tescil isteminin reddine, imalât bedeline yönelik istemin kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yanca sözlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden inşaat yapıldığı belirtilerek adına devri gerektiği ileri sürülen arsa payının tescili, bu talep kabul edilmezse taşınmaz üzerine inşaa edilen üç katlı binanın iki katı için harcanan imalât bedeli olarak 90.000,00 TL’nin ödetilmesi istenilmiştir. Bilindiği üzere TMK.706, BK.213 ve Tapu Kanunu’nun 60. maddeleri uyarınca arsa payı devri taahhüdü içeren sözleşmelerin resmî şekilde yapılması geçerlilik şartıdır. Ne var ki somut olayda iddia edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin resmî geçerlilik şekline uygun olarak varlığı kanıtlanamamıştır. Bu itibarla tescil isteminin reddine yönelik karar isabetlidir.
Bunun yanında yargılama sırasında toplanan deliller, bilhassa dinlenen tanıklar, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu kapsamından dava konusu taşınmaz üzerinde üç katlı bir taşınmazın inşaa edildiği ve mevcut inşaatı davacının yaptığı anlaşılmıştır.
Şu halde geçerli bir sözleşme olmaksızın davalı yararına bir imalât gerçekleştirilmiş ve teslim edilmiş olmakla, davalının BK.’nın 410 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümlerine göre davacının masraflarını ödemesi zorunludur. Belirtilen yönde davalı alacağının hesaplanması için yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, davacı alacağı 2006 yılı Bayındırlık Birim Fiyatları esas alınarak 201.700,00 TL olarak saptanmış, mahkemece de bu rapora istinaden, ancak istekle bağlı kalınarak 90.000,00 TL’nin kabulüne karar verilmiştir. Ancak taraflar arasında imalât hesabının Bayındırlık Birim Fiyatlarıyla yapılacağına dair herhangi bir anlaşma bulunmadığı halde hesabın belirtilen fiyatlarla yapılarak sonuca ulaşılması yerinde görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; mevcut binanın 2006 yılı serbest piyasa fiyatlarıyla bedelinin alınacak ek bilirkişi raporuyla hesaplatılması, bulunacak miktarın binanın iki katı için alacak talebinde bulunulduğu nazara alınarak taleple bağlı kalınmak suretiyle davacı alacağının tespit edilmesi, belirlenecek bu rakamdan da tarafların babası olan ve duruşma sırasında tanık sıfatıyla beyanı alınan …’ın inşaatta kullanılmak üzere davacıya 60.000,00 TL para verdiği yönündeki ifadesi ve bu ifadeye davacı vekilince itiraz edilmeyerek benimsenmesi dikkate alınarak anılan ödeme tutarının düşülerek kalan bedele hükmedilmesidir.
Değinilen hususlar nazara alınmaksızın eksik ve hatalı incelemeyle, kabule göre de tüm bina imalâtının bilirkişi raporuna göre 101.700,00 TL değerinde olduğu kabul edildiğinde dahi talep bu bedelin 2/3’ü oranında olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.