Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/514 E. 2011/2929 K. 16.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/514
KARAR NO : 2011/2929
KARAR TARİHİ : 16.05.2011

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili yanlar arasında “sözlü” olarak yapılan sözleşme gereğince, davacının, davalıya ait “Ankara … No:25”de bulunan binanın avlusuna 120 m2 alanlı betonarme yapının serbest piyasa rayiçlerine göre yapımını yüklendiğini; davalının, tüm iş bedelini ödemediğini ve Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/36 Değişik İş sayılı delil tespiti dosyası üzerinden yaptırılan inceleme sonucu sunulan 13.10.2008 tarihli bilikişi kurulu raporunda; iş bedelinin, 34.000,00 TL olduğunun saptandığını ileri sürerek 19.550,00 TL bakiye iş bedelinin tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların malzeme dahil işin 13.000,00 TL bedelle yapımının yanlarca sözlü olarak kararlaştırıldığını; bu miktarın tamamının ödendiğini, davacının işi tamamlamaması nedeniyle eksik ve kusurlu işlerin davalı tarafından yaptırıldığını, davacının alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Yanlar arasında kurulduğu kabul edilen akdî ilişki, Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımlanan “sözlü eser” sözleşmesi niteliğindedir. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, yüklenici davacı tarafından yapılan işin miktarı ve iş bedelinin tutarından kaynaklanmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmü gereğince, iş bedelinin yanlarca yaklaşık olarak kararlaştırılmış veya iş bedelinin kararlaştırılmamış olması ve iş bedelinde de uyuşmazlık bulunması halinde; yüklenicinin hakettiği iş bedelinin tutarı, işin yapıldığı zamandaki serbest piyasa rayiçlerine göre bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu mahkemece belirlenir. Somut olayda; mahkemece, hükme dayanak alınan bilirkişi raporu, Borçlar Kanunu’nun 366. maddesindeki yasal yönteme uygun olmadığı gibi, 13.10.2008 tarihli ve delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile arasında aykırılıklar mevcuttur.
Açıklanan sebeplerle mahkemece yapılacak iş; uzman bilirkişi kurulu oluşturularak, yerinde keşif yapılmak suretiyle, delil tespiti dahil dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek, yanlar arasındaki sözleşme konusu inşaatın alanının belirlenmesi ve davacı yüklenicinin malzemeli olarak yaptığı işlerin neler olduğunun saptanması ve yukarıda açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu’nun 366. maddesinde öngörülen yasal yönteme uygun şekilde yüklenici davacının yaptığı işler sebebiyle hakettiği istenebilir iş bedelinin hesaplattırılması ve davalının yasal delillerle kanıtladığı ödemelerinin hakedilen iş bedelinden mahsubunun yapılması ve varılacak sonuca göre, yanlar arasındaki uyuşmazlığın karara bağlanmasından ibaret olmalıdır. Bu sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.