Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/513 E. 2011/2773 K. 09.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/513
KARAR NO : 2011/2773
KARAR TARİHİ : 09.05.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve sayılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı … … Tic.A.Ş. vekili Avukat …… geldi. İhbar olunan … ……Tic.Ltd.Şti. temsilcisi gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, alacak istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında akdî ilişki bulunmamaktadır. … yapımına ilişkin 2006 yılı Şubat ayında imzalanmış olan sözleşme davacı şirket ile ihbar olunan … … Ltd.Şti. arasındadır. Davacı yüklenici şirket sözleşmenin tarafı olan ve dava ihbar olunan şirket hakkında icra takibi yapmış, ancak akidi olan şirketten iş bedelini tahsil edemediği iddiası ile davalı mal sahibi şirket hakkında vekâletsiz işgörme hükümlerine göre iş bedelinin tahsili istemiyle bu davayı açmıştır. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde davacı ile akdî ilişkileri bulunmadığını, davacıya çatıyı yaptıran ihbar olunan şirketin kendilerine de borçlu olduğunu, vekâletsiz işgörme hükümlerine dayanan davanın kabulünün mümkün olmadığını kendilerine bu davada husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyada bulunan 2006 yılı Şubat ayında imzalanan sözleşme içeriğinden inşaatın yapımı sırasında binanın davalı iş sahibi tarafından ihbar olunan şirkete kiralandığı, … imalâtının sözkonusu sözleşme uyarınca ihbar olunan … … Ltd.Şti. tarafından davacı şirkete yaptırıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı şirket iş bedelini ihbar olunan şirketten tahsil edemeyince vekâletsiz işgörme hükümlerine göre davalı mal sahibi şirketten tahsili istemiyle bu davayı açmıştır. Vekâletsiz işgörme hükümlerinin uygulanabilmesi için iş görenin doğrudan iş sahibinin menfaatine, gerçek ya da tahmin edilen amacına uygun hareket etmek yükümlülüğü vardır. Bunun için iş sahibi ile aralarında bir akdî ilişkinin olması ya da olmamasının önemi yoktur. Önemli olan iş görenin iradesinin iş sahibinin menfaatine yönelik olmasıdır.
Somut olayda vekâletsiz iş gördüğü iddiası ile dava açan davacının, dava dışı ihbar olunan şirket ile aralarında akdî ilişki bulunmakta olup, imalâtta bu şirket için gerçekleştirilmiş bu sırada vekâletsiz bir tasarruf gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı şirketin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 825,00 TL vekâlet ücretinin davacı şirketten alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı şirkete verilmesine, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harcının istek halinde temyiz eden davacıya, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.