YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4958
KARAR NO : 2011/5878
KARAR TARİHİ : 12.10.2011
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ayıbın giderilmesi bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte dosya kapsamı ile taraflar arasında davacı kulubün spor tesisleri içinde yer alan 6 adet tenis kortunun zemin betonu üzerinde malzemesi davacı iş sahibine ait olmak üzere ara katman olan asfalt dökülmesi işinin yapılması konusunda akdî ilişki kurulduğu ve davacı tarafından işin tamamlandığı anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporlarına göre yapılan tenis kortlarında çökme ve oluk şeklinde izler olduğu da saptanmıştır. Davalı aşamalardaki savunmalarında davacı yanca temin edilen malzemeler parça parça ve soğuk olarak getirildiği ve kış mevsiminde asfalt yapımının uygun olmayacağının iş sahibine bildirilmesine rağmen talimatı ile işi yaptıklarını, bu nedenle zarardan sorumlu tutulamayacaklarını ileri sürmüştür.
Borçlar Kanunu’nun 357/III. maddesindeki “iş sahibinin verdiği malzemenin veya gösterdiği arsanın kusurlu olduğu anlaşılır, yahut imalâtın noktası noktasına muntazaman icrasını tehlikeye koyacak diğer bir hâl hadis olursa müteahhit iş sahibini bundan derhal haberdar etmeye mecburdur. Aksi takdirde bunların neticelerini tahammül etmekle mükelleftir” şeklindeki düzenleme ile yükleniciye ihbar mükellefiyeti getirilmiştir. Dinlenilen taraf tanıklarının beyanlarıyla işin Şubat ayında ve kış mevsiminde yapıldığı, iş sahibinin malzemeyi peyder pey ve gecikmeli olarak temin ettiği ve davalılar ile çalıştırdığı elemanlarının iş sahibini kış döneminde yapılan asfaltın zemine yapışmayacağı konusunda uyardıkları anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan hukukçu bilirkişi çıkartılarak onun yerine re’sen seçilecek asfalt kaplama konusunda uzman inşaat bilirkişisi eklenmek suretiyle yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan davalıların savunmalarında belirttikleri malzemenin parça parça ve soğuk olarak getirilmiş olması ve asfalt yapım işinin kışın yapılmış olmasının belirtilen şekilde çökmeler ve dalgalanmalar ve izlere ve zeminde bozulmaya neden olup olmayacağı konusunda ek rapor alınıp ayıpların bu nedenle ortaya çıktığının belirlenmesi halinde davalı yüklenici Borçlar Kanunu’nun 357/III. maddesi gereğince uyarı görevini yerine getirdiğinden davanın tümden reddi, ayıpların bu etkenlerin dışında yüklenicinin kusuru ile meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda bunun neden olduğu zararın giderilmesi için gereken miktarın hesaplattırılarak hüküm altına alınması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın yazılı şekilde kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 12.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.