Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/2672 E. 2011/2968 K. 17.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2672
KARAR NO : 2011/2968
KARAR TARİHİ : 17.05.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vâki itiraz üzerine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının ödetilmesi istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davalı kooperatife ait sitenin etrafının tel çit ile çevrilmesi, demir kapı ve korkulukların yapılması, bayrak ve aydınlatma direklerinin imâli konusunda akdi ilişki kurulduğu çekişmesizdir. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Yapılacak işin koşullarını belirleyen kanıtların ibrazı amacıyla davacı yanca 25.05.2007, davalı yanca 28.05.2007 tarihli sözleşmeler ibraz edilmiş olup bu sözleşmelerin incelenmesinde, tel çit imâline ilişkin metrekare fiyatlarının farklı yazıldıkları, ayrıca metrekare fiyatına KDV eklenip eklenmeyeceği konusunda da çelişki taşıdıkları görülmüştür. Bunun yanında 12.09.2007 tarihinde düzenlenen ve yapılan işlerin miktarını ve tutarını düzenleyen tutanaklarında iki farklı örneğinin bulunduğu, bu tutanaklarda da tel çit metrekare birim fiyatının farklı yer aldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacı yanca sunulan 12.09.2007 günlü tutanaktaki işin miktarı ve buna karşılık hesaplanan bedelinin oranlanması suretiyle saptanan 25,00 TL tel çit metrekare fiyatının doğru olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
Oysa davacının davalıya verdiği 04.01.2007 günlü teklif mektubunda ihtilâf konusu çit imâli için 24,00 TL +KDV fiyat teklifinde bulunulmuş olup taraflarca sunulan sözleşmelerde ise teklif fiyatından farklı bedellerin yer alması ve 12.09.2007 tarihinde yapılan işin miktarını berileyen tutanaklarda dahi değişik birim fiyatların yazılı olduğu görülmekle hükme esas alınan tel çit birim fiyatına istinaden sonuca varılması yerinde bulunmamıştır.
Mahkemece gerek 25.05.2007 ve 28.05.2007 günlü sözleşmeler, gerekse de 12.09.2007 günlü tutanakların kapsamının tespiti ve tarafları bağlayıcı olup olmadıklarının belirlenmesi açısından öncelikle davalı kooperatife ait ana sözleşmenin getirtilerek kooperatifin temsil şeklinin belirlenmesi, yine sözleşme ve tutanakların düzenlendiği tarihler itibariyle kooperatifi temsil ve ilzama yetkili kişilerin tespit edilerek daha sonra tarafların isticvap edilip belgelerin altındaki imzaların kimlere ait olduğu araştırılmalı, bu yönde gerekirse imza incelemesi yoluna gidilmeli, taraf yetkililerince birlikte imza altına alınmayan değişiklik veya ilave yapıldığı görülen sözleşme ve tutanak hükümlerine değer verilemeyeceği dikkate alınmalı, yapılacak inceleme sonucunda usulünce düzenlendiği ve tarafları bağladığı saptanacak sözleşme ve birim fiyat üzerinden davacı alacağı hesaplanmalı, bu yolla bir sonuca ulaşılamadığı takdirde ise taraflar arasında çit bedeli yönünden birim fiyat uyuşmazlığı bulunduğu nazara alınarak BK’nın 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçleri üzerinden bedeli saptanıp bu doğrultuda bir karara varılmalıdır.
Bunun yanında taraflarca sunulan her iki sözleşmede de ödemelerde gecikme halinde %5 vade farkı uygulanacağı konusunda ittifak bulunmakla beraber vade farkının faiz olarak nitelendirilemeyeceği açık olduğundan takipte istenilen %60 faiz oranının takip tarihi itibariyle avans işlemlerinde uygulanan faiz oranına karşılık geldiği kabul edilerek aynı tarihte geçerli olan %29 oranındaki ve daha sonra gerçekleşecek değişiklikler de nazara alınıp avans faiziyle birlikte takibin devamına karar verilmesi gerekirken %60 sabit faiz oranı üzerinden takibin devamına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Değinilen hususlar da eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.