YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1246
KARAR NO : 2011/3139
KARAR TARİHİ : 30.05.2011
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Vek. Av. …
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat …… ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı iş sahibi, davalı yüklenici ile imzalanan 07.11.1996 tarihli sözleşme konusu işin tasfiye ile sonuçlandığını, ancak tasfiye hesabında anlaşamadıklarını davalıya fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek 437.444,99 TL’nin, 29.04.2004 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargılama sırasında 4 defa rapor alındığı, ilk raporda keşif yapılmadığı için görüş bildirilmediği, keşif yoluyla alınan 2. raporda mahallinde yapılan keşfe göre fazla ödemenin olduğunun belirlendiği, sonraki raporunda fazla ödeme olduğunu teyit ettiği, mahkemece haritacı bilirkişi katılarak alınan son raporda zemin incelenmeden, ataşmanlara bağlı kalınarak kazı nedeniyle fazla ödemenin bulunmadığı görüşüne yer verildiğinden mahkemece kazıdan dolayı fazla ödemenin bulunmadığı kabul edilerek sonuca varılmıştır. Gerçekten de imalât sırasında yapılan kazı için tarafların imzasını taşıyan ataşmanlar düzenlenmekte olup, kural olarak bu belgelere itibar edilmesi gerekmekte ise de davacı ataşmanların gerçeği göstermediğini ileri sürdüğüne ve mahallinde yapılan keşif sonucunda alınan raporda; ataşmanların gerçeği yansıtmadığı belirlendiğinden mahkemece haritacı bilirkişinin de katıldığı yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan talimat yoluyla keşif yaptırılıp, zemindeki kazının ataşmanlara uygun olup olmadığının denetlenerek kazı nedeniyle fazla ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenip sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan itiraza uğrayan ataşmanlara dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 825,00 TL duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.