Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2010/1202 E. 2010/1992 K. 07.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1202
KARAR NO : 2010/1992
KARAR TARİHİ : 07.04.2010

Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca inşaat yapılan taşınmazın ortak alanlarındaki projeye aykırılıkların giderilerek eski hale getirilmesi ve müdahalenin men’i istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı arsa sahipleri davalı yüklenici ile … Noterliğinde düzenlenen 09.09.1998 gün 36906 yevmiye nolu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine dayanarak ve davalı yüklenicinin bu sözleşmeye aykırı yaptığı imlâtlar ve müdahaleleri nedeniyle talepte bulunmuştur. Yanlar arasında 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasasından kaynaklanan bir ihtilâf sözkonusu olmadığından uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi zorunludur. HUMK’nın 1. maddesi gereği genel hükümlere göre açılan davalarda mahkemelerin görevi dava olunan şeyin, davanın açıldığı tarihteki değerine bakılarak tespit edilir. Men’i müdahale ile eski hale getirilme davalarındaki değer ise, el atılan yerin dava günündeki kıymeti ile eski hale getirme masrafları toplamından ibarettir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 8/I. maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemeleri değer veya miktarı 400,00 TL’yi geçmeyen malvarlığından doğan davalara bakmakla görevli olduğu, projeye aykırı olarak inşaa edilip eski hale getirilmesi istenilen değişiklikler ile elatmanın önlenmesi talep edilen otoparktaki asansör ve büronun toplam değerlerinin her halukârda Sulh Hukuk Mahkemesi’nin bakabileceği miktardan çok fazla olacağından, davaya bakmakta Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken görev itirazı dikkate alınmaksızın yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.