YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6677
KARAR NO : 2009/6978
KARAR TARİHİ : 21.12.2009
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 66. maddesi hükmüne dayalı olarak açılan istihkak davasıdır. Davacılar, hacizli taşınmaz üzerinde bulunan dava konusu binaların kendileri tarafından yapıldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuş olup, mahkemece; muhtesad tespiti ve tapu tescil davası yönünden taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinin HUMK’nın 13. maddesi gereğince kesin yetkili olduğundan bahisle yetkisizliğe; istihkak davası yönünden ise, davanın reddine hükmolunmuştur.
Davacılar vekilinin 12.03.2008 tarihli celsedeki, mülkiyet tespiti ve tapu tescil talebine yönelik beyanı dışında, gayrimenkulün aynına yönelik olarak usulünce açılıp harçlandırılmış bir davası bulunmamaktadır. 12.03.2008 tarihli celse beyanı ise, HUMK’nın 83 ve devamı maddeleri gereğince dilekçeye bağlanmış ve harçlandırılmış bir ıslah talebi değildir. O halde, davacının mülkiyet tespiti ve tapu tescil talebine yönelik bir davası olmamasına rağmen, varmışçasına bu talep yönünden mahkemenin yetkisizliğine hükmolunması isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Davacıların, Giresun Merkez … Köyü … Mevkii 994 parsel sayılı taşınmazda bulunan binaların kendilerine ait olduğundan haczin kaldırılması taleplerine gelince;
Dava konusu taşınmazın, dava dışı şahıslar … ve …’in vergi borcu sebebiyle, 03.11.2003 tarihinde … ve …. hisseleri yönünden, davalı kurumca haczettirildiği, taşınmazdan 28.10.2004 tarihinde 50/320 oranında hisse satın alan davacı …’in hissesine haciz konulmadığı, ancak; 25.10.2004 tarihli kıymet takdiri işlemi ile davacılara ait olduğu görülen binaların tamamının taşınmaz arzıyla birlikte satışa esas alındığı sabittir.
Buna karşılık davacılardan …’in, Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/411 Esas sayılı dosyası ile, dava konusu taşınmazda mevcut 3 katlı bina-ahır-odunluk mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesi talebiyle açtığı davanın yapılan yargılaması sonucunda, davacının hissesini davalı kuruma vergi borcu olmayan dava dışı Ahmet’ten satın alıp üzerindeki binayı yaptığı gerekçesiyle kabule dair kararın, davalı …’ce temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2006 tarihli ilâmı ile onanıp kesinleşmiş olması sebebiyle, davacı …’in dava konusu taşınmaza yaptığı kabul olunan binalar yönünden haczin uygulanabilirliği kalmamış, 07.02.2008 tarihli tapu kaydından da davacı … hissesinin hacizden ari olarak tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar …, …., …, …, …, … ve …’ın, Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/412 Esas sayılı dosyası ile, dava konusu taşınmazdan, haciz tarihinden daha önceki dönemde hisse satın alıp bina yaptıkları iddiasıyla temliken tescil talebiyle açtıkları davanın yapılan yargılaması sonucunda ise, köy yerleşik alan hudutları içerisinde kalan taşınmazdan pay alan davacıların, hisseleri üzerine yaptıkları binaların değeri, taşınmaz arzının değerinden daha fazla olması sebebiyle Türk Medeni Kanunu’nun 724. maddesi hükmü ve İmar Kanunu hükümleri gereğince hisseler halinde davacılar adına temliken tescil edilebileceği, ancak pay aldıkları taşınmaz hissedarları … ve … hisselerinin vergi borcu nedeniyle hacizli olması sebebiyle hisseleri oranında hacizle sorumlu oldukları açıkça belirtilmek suretiyle tescil edilebileceğine dair karar, davalı …’ce temyizi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 18.10.2007 tarihli 2007/11796 Esas ve 2007/12019 Karar sayılı ilâmı ile onanıp kesinleşmiş; bu doğrultuda oluşturulan tapu kaydından da; hacizle yükümlü olmayan davacı … haricindeki bütün davacıların hisselerinin, hacizle yükümlü olarak ve hisseleri oranında yükümlü oldukları borç tutarı tapu kaydına şerh edilmek suretiyle tescil olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Sayısı belirtilen bu karar, HUMK’nın 237. maddesi gereğince anılan davacıların payları üzerindeki haczin geçerliliği yönünden kesin hüküm teşkil eder. Davacılar …, …, …, …, …, … ve …’ın dava konusu taşınmazdaki hisselerinin adlarına tescilinin sebebi, dava sebebi olarak ileri sürdükleri şekilde hacizden önce haricen hisse satın aldıkları iddiası olmayıp, sözkonusu hisseler üzerine yaptıkları binaların taşınmaz arzından daha değerli olmasıdır. Davacıların taşınmaza ilişkin geçmişe dönük mülkiyet iddiası Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/311 Esas-2007/472 Karar sayılı kararı ile yerinde görülmediğine göre bu davacıların istihkak taleplerinin “Kesin hüküm” sebebiyle reddi gerekmektedir. Çünkü, kesin hüküm, olumsuz dava şartı olup mahkemece doğrudan gözetilir.
Davacı … yönünden ise, Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/411 Esas-2006/73 Karar sayılı kesinleşmiş ilâmına göre, hissesi hacizden ari olarak tescil edilen … yönünden istihkak davasının konusu kalmamıştır. Bu sebeple …’in davasında da “davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmelidir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlıkların, yukarıda açıklanan yasal gerekçelerle hükme bağlanması gerekirken; mahkemece, hukuksal olmayan gerekçelerle hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; HUMK’nın 74. maddesine aykırı olarak, dava konusu olmayan talep hakkında da yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1.) bendde belirtilen nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2.) bendde açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 53,20 TL Yargıtay başvuru harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 21.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.