Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2009/5963 E. 2010/775 K. 15.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5963
KARAR NO : 2010/775
KARAR TARİHİ : 15.02.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … … ile davalı vekili Avukat … …. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl dava; BK’nın 355 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden ödenmeyen iş bedeli ile sözleşme dışı fazla imalât bedelinin, birleşen dava ise; sözleşme dışı iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Daire’mizin 18.10.2007 gün, 2006/3041- Esas, 2007/6414 Karar sayılı bozma ilamında özet olarak inşaat sözleşmesinden doğan imalât alacaklarının tespitinde öncelikle sözleşmedeki bedelin esas alınacağı, bedeli götürü olarak belirlenmiş ise BK’nın 365. maddesi uyarınca yüklenicinin işi kararlaştırılan bedelle yapmak zorunda olduğu, sözleşme dışında imalât yapılmış ise, bunun bedelinin de imalâtın gerçekleştirildiği tarihteki mahalli rayiçlerle saptanacağı, dava konusu olayda fabrika binasının götürü bedelle yapılmasının üstlenildiği, götürü bedelle nelerin yapılacağının sözleşme ve projelerde gösterildiği, götürü bedel KDV hariç ödendiğinden, yüklenicinin götürü bedel kapsamında kalan imalât bedelini talep edemeyeceği gereğine işaret edilerek mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak sözleşme kapsamı dışında kalan imalâtın yapıldığı tarihlerdeki mahalli rayiçlere göre bedelleri saptanarak belirlenecek bedel ile aslı ödenen götürü bedelin KDV’sine hükmedilmesi, asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı karar verilmesi ve TMK’nın 893 ile devamı maddeleri uyarınca talep edilen kanuni ipotek hakkının tescili isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturacağından bozma uyarınca inceleme yapılarak karar verilmesi zorunludur.
Bu durumda mahkemece, daha önceki bilirkişi kurullarında yer alan ya da dava konusu işle ilgili olarak herhangi bir şekilde rapor veren bilirkişiler dışında konusunda uzman ve birisi yorumda yardımcı olmak üzere hukukçudan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi de yapılarak 18.08.2003 tarihli inşaat sözleşmesi, inşaat
ruhsatı ve projelere göre sözleşme dışı fazla işlerin tespit ettirilerek BK’nın 410 ve devamı maddeleri gereğince, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedellerinin hesaplattırılması, belirlenecek bu bedele götürü sözleşme bedelinin ödenmeyen KDV’si de eklenmek suretiyle asıl ve birleşen davada varsa yüklenici alacağına hükmedilmesi gerekirken bozma ilâmına aykırı olarak bozmadan önce ilk raporu veren İnşaat Mühendisi …’in de katıldığı kuruldan alınan dosya kapsamı ve bozma ilâmı ile Daire’mizin yerleşik uygulamalarına aykırı düşen bilirkişi rapor ve ek raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Öte yandan; bozmadan sonra alınan ek raporda, birleşen davadaki sözleşme dışı C platformu işi ile ilgili yüklenicinin hakettiği bedelinin 150.048,58 TL olduğu, asıl davada istenebilecek bedelinde 914.322,63 TL olduğu hesaplandığından kabul şekli itibariyle asıl davada 914.322,63 TL, birleşen davada 150.048,58 TL’ye hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu asıl davada daha az, birleşen davada da daha fazla alacağın tahsiline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi TTK’nın 12/III maddesine göre inşaat işleri, ticari iş olup ticari faiz istenebileceği ve asıl davada reeskont faizi talep edilmiş olduğundan, kabul edilen asıl alacağa dava tarihinden itibaren Merkez Bankasınca uygulanan reeskont faizi yürütülmesine karar verilmemiş olması ve birleşen dava tarihi 13.08.2004 olduğu halde, birleşen davada maddi hata sonucu 15.08.2004 kabul edilerek bu tarihten itibaren faiz uygulanması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kararın belirtilen sebeplerle taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 750,00’şer TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak Yargıtay duruşmasında temsil olunan diğer tarafa verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 15.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.