Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2009/5325 E. 2011/438 K. 31.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5325
KARAR NO : 2011/438
KARAR TARİHİ : 31.01.2011

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinin ve yapı denetimi için ödendiği iddia olunan paranın tahsili için başlatılan icra takibinin davalı şirket vekilinin itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptâli, icra takibinin devamı, icra inkâr tazminatı istemleriyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı iş sahibi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle bilirkişi raporunda hesaplanan ve mahkemece karar altına alınan 100.250,00 TL proje bedeli ile yapı denetim firmasına ödenen miktardan oluştuğundan, yapılan bu işlerin ve ödenen bedelin taraflar arasındaki 03.01.2006 tarihli sözleşmede yapımı kararlaştırılan işlerle ilgisinin olmadığı anlaşıldığından, davalı şirketin bedeli karar altına alınan işlerin davacı şirket tarafından yapıldığına ve ödenen yapı denetim bedelinin davacı şirket tarafından ödenmediğine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmamasına, bilirkişiler tarafından iş bedelinin rayiçlerine göre hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle davalı iş sahibi şirketin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici şirket vekili … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2006/15996 sayılı takip dosyasına verdiği takip talebinde, 199.000,00 TL’nin icra takip tarihinden itibaren %25 faiz yürütülmek suretiyle tahsilini istemiştir. Davalı şirket vekilinin itirazı üzerine icra takibinin durması sonucu bu dava açılmıştır.
Dava itirazın iptâli ve icra takibinin devamı istemlerine ilişkin olduğuna göre, mahkeme icra takibine konu yapılan uyuşmazlıkla bağlıdır. Bunun dışında herhangi bir hüküm kuramaz. İcra takip talebinde 18.11.2006 tarihinden itibaren faiz talebi olmadığı, faizin icra takip tarihinden itibaren başlatılması istendiği halde mahkemece icra takibindeki istek dikkate alınmaksızın 18.11.2006 tarihi ile takip tarihi olan 01.12.2006 tarihi arasındaki dönem için miktar belirtilmeden ve harç almadan faiz tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatının karar altına alınabilmesi için, davalı borçlunun icra takibine itirazında haksız olması gerekir. Likit bir alacağın bulunmadığı, bilirkişi raporu alınarak uyuşmazlığın çözümlendiği durumlarda davalı icra takibine itirazında haksız sayılamaz.
Somut oluyda da, likit bir alacak bulunmayıp davacı tarafın alacak miktarı yapılan yargılama sonucunda ve bilirkişi raporuyla belirlendiğine göre, davacı yüklenici şirketin şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, icra inkâr tazminatının karar altına alınması da hatalı olmuştur.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi şirketin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın hüküm fıkrası dördüncü paragrafında yer alan “davacının icra takip dosyasında birikmiş faiz talep etmediği mahkemesinde açtığı dava ile ayrı bir talepte bulunduğu anlaşılmakla 100.250,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 18.11.2006 tarihinden takip tarihi olan 02.12.2006 tarihine kadar işleyecek yasal faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkarılmasına, yerine “icra takip talebinde işlemiş faiz istemi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, 3. bent uyarınca kararın hüküm fıkrası ikinci paragrafının karardan tamamen çıkartılmasına, yerine “şartları oluşmadığından davacı şirketin icra inkâr tazminatı isteminin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunmadığından yararına vekâlet ücreti verilmesine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 31.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.