YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6848
KARAR NO : 2009/6854
KARAR TARİHİ : 16.12.2009
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece ıslah da dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici şirket davalı idare tarafından ihaleye çıkarılan “Afyonkarahisar-Kütahya Devlet Yolu Etüt Proje Mühendislik Hizmetleri İşi” nin yapımını %24 tenzilatla 379.899,15 TL ihale bedeli üzerinden üstlenmiş, yanlar arasında 18.01.2002 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. İşin yapımı sırasında davalı İdare tarafından keşif artışına gidilmiş ve işin keşfinin %29.03 oranındaki fazla kısmına ilişkin imalât kalemleri de yüklenici tarafından yapılmıştır.
Davacı yüklenici bu davada, %29.03 oranındaki keşif bedeli artışının üzerindeki imalât kalemlerini de İdarenin isteği üzerine yaptığını belirterek, dava dilekçesinin ekindeki “Tartışmalı İş Kalemleri Mukayesesi” başlıklı tabloda hesap şeklini gösterdiği ve İdarece ödenmeyen 174.064,27 TL’lik bu imalât alacağından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, 10.04.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 149.784,54 TL’ye yükseltmiştir.
Gerçekten davacı yüklenici sözleşme uyarınca işin tamamını ve %30 fazlasını sözleşme fiyatlarıyla yapmak zorundadır. Dosya kapsamından bunun dışında kalan işler için sözleşmenin feshi gerekirken bu yola gidilmediği, yükleniciye yeni işler yaptırıldığı, ancak bedelinin ödenmediği anlaşılmaktadır. Sözleşme kapsamında olmayan bu işlerin teknik açıdan yapımının zorunlu olduğu ve İdarenin yararına bulunduğu, idare tarafından da kabul görerek yararlanıldığı 04.03.2008 tarihli bilirkişi raporuyla saptandığından, davacı sözkonusu sözleşme dışı işlerin bedelini yapıldığı tarihteki bedelleri üzerinden talep edebilir. Bu nedenle bilirkişi raporunda işin keşfinin %130’unun üzerindeki işlerin bedelinin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçleriyle belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Nevar ki, davacı yüklenici dava dilekçesine ekli tabloda bu imalât kalemlerinin miktarlarını ve birim fiyatlarını ayrı ayrı göstermiş ve toplamda 174.064,27 TL’lik sözleşme dışı iş yaptığını dava dilekçesinde belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişilerce davacı tarafından yapıldığı saptanan 5 kalem sözleşme dışı imalât yönünden yapılan hesaplamada, her bir imalât kalemi yönünden işin birim fiyatları belirlenirken dava dilekçesine ekli tabloda o iş kalemleri için gösterilen birim fiyatların üzerinde fiyatların dikkate alındığı görülmektedir. Oysa HUMK’nın 74. maddesi hükmünce, hakim her iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka şeye hüküm kuramaz. Bu durumda davacı tarafından yapılan işin keşfinin % 130’un üzerindeki işlerin bedeli yönünden HUMK’nın 74. maddesi gözardı edilerek istekten fazlaya hükmedildiği açıktır.
O halde, mahkemece gerektiğinde bilirkişilerden ek rapor da alınmak suretiyle dava dilekçesine ekli tabloda yazılı birim fiyatlar gözetilmek suretiyle talep aşımına neden olunmaksızın davacı yüklenicinin alacağının tesbiti gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3-Davacı yüklenicinin temyiz itirazına gelince,
Mahkemece hüküm altına alınan alacağın 10.000,00 TL’sine dava tarihinden, 139.784,54 TL’lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Davacı yüklenici 09.06.2006 tarihinde İdareye verdiği dilekçede 174.071,36 TL kesin hesap alacağının ödenmesini istemiştir. Davalı İdare bu dilekçeye karşı verdiği 06.10.2006 tarihli cevabında yüklenicinin ödeme istemini kabul etmemiştir. Bu durumda davalı İdarenin 06.10.2006 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü ile hüküm altına alınan alacağa 06.10.2006 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcının dava ve ıslah tarihi olarak kabul edilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bendde açıklanan sebeplerle davalı İdarenin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bendde açıklanan nedenlerle kararın davalı İdare yararına, 3. bent uyarınca da kararın davacı yüklenici yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.