Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2008/2571 E. 2009/2996 K. 22.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/2571
KARAR NO : 2009/2996
KARAR TARİHİ : 22.05.2009

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca davacı arsa sahiplerine isabet eden bağımsız bölümler ile sözleşmede kararlaştırılandan fazla yapılan daire ve dükkanların paylaştırma oranına göre isabet edecek miktarının aynen teslimine, olmadığı takdirde fazla hakları saklı kalmak kaydıyla daire bedelleri, mahrum kalınan kira ücretleri ve eksik işler karşılığı 50.000,00 TL tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında İskenderun (2.) Noterliği’nce düzenlenen 15.03.1995 gün ve 7507 yevmiye nolu ve aynı Noterlikçe düzenlenen 14.12.2005 tarih ve 28807 yevmiye nolu sözleşmeler ile davalı yüklenici davacılar ile dava dışı arsa sahiplerinin birlikte malik oldukları parseller üzerinde inşaat yapmayı üstlenmiş, sözleşmede teslimi gereken tarih belirlenmiş, 3. maddede 109 adet konut inşa edileceği, bunların %24’ünün arsa sahiplerine bırakılacağı kabul edilmiş, daha fazla bağımsız bölüm yapılması halinde de paylaşımın aynı oranda yapılacağı kararlaştırılmıştır. Sözkonusu sözleşmeler noterlikçe düzenleme şeklinde yapıldığından geçerlidir. Bir kısım arsa sahipleri ile yüklenici kooperatif arasında 19.03.2001 tarihinde sözleşmeye ek adî yazılı protokol düzenlenmiş ise de; arsa sahibi … bu sözleşmeyi davacı arsa sahiplerine vekâleten imzaladığını belirtmediği gibi, belirtmiş olsa dahi asıl sözleşmeyi değiştiren ve arsa sahipleri aleyhine hükümler taşıyan bu ek protokol Borçlar Kanunu’nun 12. maddesi hükmü gereğince resmî şekilde yapılmadığından geçersizdir (Daire’mizin 27.05.2003 gün 1/2773 E.K. sayılı ilâmı ile benzer içtihatları). Davacılar yönünden bağlayıcı değildir. Keza 04.06.2001 tarihli tutanağı da mal sahibi olarak … imzalamış olup davacı arsa sahiplerine vekâleten hareket edildiği tutanakta belirtilmediğinden arsa sahibi Cemalettin’in davacı arsa sahipleri adına onlara düşen bağımsız bölümleri teslim aldığının kabulü de mümkün değildir.
Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş öncelikle davacıya dava dilekçesinde belirttiği taleplerin her biri için ayrı ayrı ne miktarda tazminat istediğini açıklattırmak, bundan sonra dava konusu taşınmazlar üzerinde yapılan inşaatlarla ilgili, ait olduğu belediyeden inşaat ruhsatlarının tasdikli projeleri ile belediye işlem dosyası getirtilmek, davalının delil listesinde bildirdiği İskenderun 2. Noterliği’nin 03.06.2003 gün ve 7187 yevmiye nolu sözleşmesi sureti ibraz ettirildikten sonra mahallinde konusunda uzman iki teknik ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak inşaatın sözleşme ve eklerine, tasdikli projesi ve ruhsatına uygun biçimde tamamlanıp tamamlanmadığı, sözleşmenin yapıldığı tarihteki imar durumuna göre ne kadar bağımsız bölüm yapılabileceği, imara uygun ve yasal biçimde sözleşmede kararlaştırılandan 109 adetten fazla bağımsız bölüm yapılıp yapılmadığı, davacılara sözleşmeye göre verilmesi gereken bağımsız bölümler ile varsa yasal olarak yapılan fazla bölümlerden isabet edecek bağımsız bölümler ve bunlarla ilgili eksik işler konusunda rapor alınıp istemekte haklı oldukları gecikme tazminatı (kira alacağının) hesaplattırılarak değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması olmalıdır.
3-Öte yandan dava reddedildiğine göre davalı yanca yapılan yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda (1.) bendde yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, diğer bentler uyarınca kabulü ile hükmün (2.) bent gereğince davacı, (3.) bende göre de davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 22.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.