YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5688
KARAR NO : 2008/6896
KARAR TARİHİ : 19.11.2008
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı kooperatif yetkilisi Haluk Yıldız ile davalı kooperatif vekili avukat … ile davalılar… vs. vekili avukat … …. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı temsilcisi ile davalılar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
04.11.2004 tarihinde … Noterliği’nce doğrudan düzenleme şeklinde imzalanan 48194 nolu sözleşme uyarınca davacı kooperatif ile davalı şahısların ve dava dışı kişilerin paydaşı oldukları …Mahallesinde kain ve tapunun 26320 ada 4 nolu parsel, 26330 ada 3 ve 9 nolu parseller, 27388 ada 5 nolu parsel ile 27389 ada 2, 7 ve 9 nolu parsellerin tevhidi ile oluşan 26300 ada 8 nolu parsel üzerine kat karşılığı inşaat yapılması davacı kooperatife %53, parsel sahiplerine ise %47 hisse verilmesi hususunda davacı yüklenici ile arsa malikleri arasında sözleşme yapılmış ve sözleşme diğer davalı kooperatif tarafından arsa sahipleri adına vekâleten imzalanmıştır.
Davalı şahıslarca diğer davalı kooperatife verilen 28.09.2004 tarihli vekâletnamedeki yetkilerden vekilin azledilmesi üzerine davacı yüklenici kooperatifçe açılan bu davada davalı …’a ait gecekondunun yıkımı, inşaata başlanması, gerekli ruhsatların alınması ve sözleşmenin ifası için izin verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davada davalı olarak gösterilen … Konut Yapı Kooperatifi sözleşmenin tarafı olmayıp arsa sahiplerine vekâleten akdi imzalamış olduğundan hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi yerine esastan reddi doğru olmamıştır.
2-Yukarıda da açıklandığı gibi inşaat tapuda kayıtlı 7 adet parsel üzerindeki arsalara yapılacak olup, olayda paylı mülkiyet sözkonusudur. Bilindiği üzere TMK’nın 692. maddesinde (paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın ve olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlıdır) denilmek suretiyle paylı mal üzerindeki tasarruf işlemlerinin ne şekilde gerçekleştirileceği hükme bağlanmıştır. Bu nedenle 04.11.2004 tarihli sözleşmenin feshedilmiş sayılabilmesi için sözleşmede yer alan tüm paydaşların fesih konusunda iradelerinin birleşmesi zorunludur. Arsa sahiplerinin tamamı akdi feshettiklerini bildirmedikleri gibi 31.03.2006 tarihli azle ilişkin ihtarnamede de akdin feshedildiğine dair bir açıklama yer almamıştır. Bir kısım arsa sahiplerince vekâletname ile verilen yetkilerin geri alınması da sözleşmenin feshi sonucunu doğurmaz. Bu nedenle sözleşmenin geçerli ve halen yürürlükte olduğunun kabulü gerektiğinden davanın BK’nın 97. maddesi doğrultusunda değerlendirilmesi gerekir. Dava konusu olayda aynı sözleşme ile ilgili olarak başka mahkemelerde de davaların açıldığı görülmektedir. O halde mahkemece açılan davaların bu dava ile ilgili olup olmadığı araştırılıp gerektiğinde birleştirme kararı verilmeli, akdin feshi yolunda açılmış bir dava var ise o davanın sonucu gözetilip akdin feshine karar verildiği anlaşıldığı takdirde eldeki dava reddedilmeli, aksi takdirde davalı şahısların sözleşmede belirtilen edimleri yerine getirmede temerrüde düşüp düşmedikleri araştırılıp temerrüde düşülmüş ise akdin ifası için gerekli işlemlerin yapılması bakımından verilecek izin ve yetkiler de açıkça belirtilmek suretiyle dava karara bağlanmalıdır.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve değerlendirme ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı kooperatif yararına BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.