YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4896
KARAR NO : 2008/5119
KARAR TARİHİ : 23.07.2008
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, yanlar arasında yapılan 26.01.1997 günlü sözleşmeye dayalı olarak açılmış olup, yapılan … bedelinin tahsiline ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasında yazılı şekilde yapılan 26.01.1997 tarihli sözleşme ile buna ek protokol başlıklı sözleşme gereğince, davalı kooperatife ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan ve 91 ada, 1 numaralı parsel olarak tapuya tesçilli taşınmaz üzerine 6 blok halinde toplam 60 dairenin projede belirtildiği şekilde kaba ve ince inşaat işlerinin yapılmasını, davacı şirket üstlenmiştir. … sahibi kooperatif, 12.10.2000 günlü ihtarnamesi ile davacı yüklenici şirkete, sözleşmenin feshi bildirimini içerir ihtarnamesini tebliğ ettirmiş, yanlar arasındaki sözleşmeleri geriye etkili olarak feshetmiştir.
Davada, sözleşmenin feshi sebebiyle yüklenici davacı tarafından yapılan; ancak, bedeli ödenmeyen işler sebebiyle 36.035,00 YTL tutarında davacı şirketin alacaklı olduğu ileri sürülerek, tahsili istenmiştir. Oysa, yanlar arasında 08.08.2000 günlü “tutanak” başlıklı adi yazılı şekilde yapılan sözleşme gereğince, görevlendirilen hakeme bilirkişi kurulunca yapılan inceleme sonucu verilen 10.10.2000 tarihli hakediş raporunda, yüklenici davacının, davalı kooperatiften (3.781.161.382) TL. bakiye … bedeli sebebiyle alacağının bulunduğu açıklanmıştır. 08.08.2000 tarihli sözleşme, HUMK’nın 287. maddesi hükmü gereğince, “münhasır delil sözleşmesi” niteliğindedir. Hakem-bilirkişi sözleşmesi ile, yanlar arasındaki belli bir uyuşmazlık konusunun hakem bilirkişiler tarafından tesbit edilip çözümleneceğini ve verilecek raporu kabul edeceklerini taraflar kararlaştırırlar. Hakem-bilirkişi raporları, HUMK’nın 275 ve izleyen maddeleri gereğince incelemeyi yapan bilirkişilerce sunulan raporlardan farklı olarak, gerek tarafları ve gerekse mahkemeyi bağlayıcı niteliktedir. Ancak,
hakem bilirkişi raporunun … ve nefasete açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle iptâli için mahkemede dava açılabileceği gibi; açılan davada da taraflarca iddia ve savunma kapsamında itiraz olarakta ileri sürülebilir. Somut olayda ise, 08.08.2000 günlü sözleşme hükümleri uyarınca, hakem bilirkişi kurulu raporuna tarafların itiraz haklarının olmadığı kararlaştırıldığı gibi, davacı yüklenici tarafından da iptâl sebepleri ileri sürülmemiştir. O halde, taraflar ve mahkeme hakem bilirkişi kurulu raporu ile bağlı olmaktadır.
Davalı … sahibi, hakem bilirkişi raporunun doğru olduğunu kabul ettiği halde, raporda gösterilen davacı alacağından kendi alacaklarının mahsubunu yaptıktan sonra; kalan alacağı ise, davacı hakkındaki takiplere ilişkin icra dosyalarını ödediğini savunmaktadır. Bu yöndeki savunma, mahkemece araştırılmamıştır. Açıklanan tüm bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma sonucu karar verilmesi bozma nedenidir.
Diğer yandan, Borçlar Kanunu’nun 101. maddesi gereğince, borçlu davalının borçlu temerrüdüne düşürüldüğü tarih kesin olarak saptanmadan, sözleşmenin feshi tarihinden itibaren davası kabul edilen alacağa temerrüt faizi uygulanması da doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak …; hakem bilirkişi kurulunca tesbit olunup açıklanan tutarda davacı yüklenicinin, davalıdan alacaklı olduğunun kabulü ile davalının mahsup ve yaptığı ödemeye ilişkin az yukarıda açıklanan savunması araştırılarak; mahsubu gereken … sahibi davalının alacağa ve ödemesi var ise, mahsubu yapılarak, varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda (1.) bentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.