Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2007/1839 E. 2007/5410 K. 18.09.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/1839
KARAR NO : 2007/5410
KARAR TARİHİ : 18.09.2007

Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı, davalı …Tarım Hayvancılık ve Ticaret Ltd.Şti’nin besihanesinin yağmur boruları ve olukları işi ile çatı işini 2.250.000.000 TL. götürü bedelle yapmak için “sözlü” olarak anlaştığını ve yapımını yüklendiği işi yaparak teslim ettiği halde iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, işin teslim tarihi olan 01.06.2004 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini istemiştir.
Davalı şirket temsilcileri, bedeli uyuşmazlık konusu işin yapımı ile ilgili olarak hiçbir şekilde davacı ile akdî ilişki kurulmadığını savunarak davanın reddi gerektiğini bildirmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 2.250,00 YTL’nin dava tarihinden itibaren davalılardan tahsiline karar verilmiş ve verilen karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, yanlar arasında “sözlü” olarak yapıldığı ileri sürülen eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış olup; ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davada, yazılı delile dayanılmadığı gibi, davacı tarafça yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge de sunulmamıştır. HUMK’nın 288.maddesi hükmü gereğince, yanlar arasında yapıldığı ileri sürülen eser sözleşmesinin varlığını davacı yazılı delille kanıtlamakla ödevlidir. Davada yazılı delil başlangıcına dayanılmadığından HUMK’nın 292.maddesi; davalı tarafın açık onayı bulunmadığı için de aynı Kanunun 289. maddesi gereğince akdî ilişkinin kanıtlanmasına yönelik olarak tanık dinlenemez ve mahkemece tanık bilgileri alınmış olsa dahi delil olarak değer verilemez. Ancak dava dilekçesinde “yasal delile” dayanılmış olduğu açıklandığına göre, akdî ilişkinin kanıtlanmasına yönelik olarak davalı şirket temsilcilerine yemin önerme hakkı bulunduğu mahkemece davacıya hatırlatılarak, yemin önerme hakkını kullandığı takdirde önerilen yeminin edası ile ilgili yargısal işlemlerin yapılması gerekir. O halde, davacıya “yemin deliline” dayanma hakkı hatırlatılarak sonucuna göre mahkemece uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken; yanlar arasında eser sözleşmesinin yapılmış olduğu kanıtlanmışcasına yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; dava limited şirket hakkında açılmış olduğu halde, şirketi yasal olarak temsile yetkili kişiler hakkında hüküm kurulması da bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulüne kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 18.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.