YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/7132
KARAR NO : 2007/1114
KARAR TARİHİ : 22.02.2007
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili avukat …. ile davalı vekili avukat … …. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Davada davacı arsa sahiplerine ait taşınmaz üzerine inşa olunacak binanın kararlaştırılan sürede teslim edilmediğinden bahisle gecikme alacağının tahsili talep edilmiş, birleştirilerek görülen iki davada istemin kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalı yüklenicinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İmzalanan 21.11.1995 ve 26.12.1995 tarihli sözleşmelerde arsa sahibi sıfatıyla yer alan …gecikmeden kaynaklanan alacak için davalı hakkında dava açmadıkları ve dava haklarının davacılara temlik edildiğine dair dosyada bir belge bulunmadığı halde bu şahısların hisselerine isabet eden bağımsız bölümler bakımından gecikme alacağına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-Dosyada mevcut tapu kayıtları incelendiğinde bir kısım bağımsız bölümlerin arsa sahipleri tarafından üçüncü kişilere satıldığı görülmektedir. Satıldığı tarihten itibaren bu bölümler için gecikme alacağı istenemeyeceğinden mahkemece satıldıkları tarihler araştırılarak satış tarihine kadar gecikme alacağına hükmedilmelidir. Satış sonrasına ilişkin talebin kabulü doğru olmamıştır.
4-Asıl davada faiz talep edilmediği halde faize hükmedilmesi HUMK.nun 74. maddesine aykırı olduğu gibi dava tarihinden önce temerrüt oluşmadığı halde tahakkuk tarihlerinden itibaren alacağa faiz yürütülmesi de yerinde olmamıştır.
Öte yandan dosyada mevcut belge örneğinden dava konusu 274 ada 1 parsele ilişkin yapının iskân ruhsatının 31.12.2002’de verildiği görülmektedir. İskân ruhsatının verildiği tarihte kural olarak inşaatın tesliminin gerektiği kabul edilmelidir. Hal böyle iken iskân ruhsatından sonraki dönem için ne sebeple alacağa hükmedildiği mahkemece açıklanmamıştır. Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan sonuca varılması da doğru olmamıştır.
Karar belirtilen nedenlerle davalı yararına bozulmalıdır.
5-Davacı arsa sahiplerinin temyiz itirazlarına gelince; birleşen davada yapılan masraf ve yargılama giderlerinin nelerden oluştuğu belirtilmeden hüküm tesisi ve ortada tek bir dava varmışçasına her bir dava hakkında ayrı hüküm oluşturulmadan karar verilmesi de yerinde görülmemiştir. Belirtilen sebeplerle davacı arsa sahiplerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 5. bent uyarınca davacı arsa sahipleri, 2., 3., 4. ve 5. bentleri uyarınca da davalı yüklenici Yakup yararına BOZULMASINA, 500,00 YTL duruşma vekillik ücretinin taraflardan alınarak, karşılıklı olarak vekil ile temsil olunan taraflara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 22.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.