YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/506
KARAR NO : 2007/3514
KARAR TARİHİ : 24.05.2007
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat … ile davalılar vekili avukat … Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı yüklenici, davalı arsa sahipleri ve dava dışı … ile akdedilen 31.12.1991 tarihli asıl sözleşme ile 03.02.1992 tarihli ek sözleşme hükümlerine davalıların aykırı davrandıklarını, ek sözleşme uyarınca davalılara ödenen 192.239 USD’nin sözleşmenin 3. maddesindeki koşullar gerçekleştiğinden iadesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 US dolar karşılığı 14.346.000.000 TL.’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar sözleşmeye aykırı eylem ve davranışlarının bulunmadığını, kendileri dışında cereyan eden olayların sorumluluğunun kendilerine yükletilmeye çalışıldığını, bazı eylemlerinin ise hukuki hak aramaya yönelik olduğunu, sözleşme ile üstlenilen tüm edimlerin eksiksiz yerine getirildiğini, buna karşılık davacı yüklenicinin edimlerini süresinde yerine getirmediği gibi eksik ve hatalı işler bıraktığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, deliller toplanarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 08.06.2005 tarihli asıl ve 12.07.2005 tarihli ek bilirkişi kurulu raporları doğrultusunda ve yükleniciye verilen vekâletnamenin iptal edilmesinin 21 ve 22 nolu parsellerde kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmasını önlediği, sözleşmeyi kilitlediği, sorunların çözümünün sona ermesini gösterdiği, 8, 21 ve 22 nolu parsellerde biten villaların satışını etkilediği, açılan davalarla arsa sahiplerinin kat irtifakı kurulmasını engellemelerinin ve iskânı alınmış villaları teslim almaktan kaçınmalarının ek sözleşme şartlarının ihlâli ve hakkın suistimali niteliğinde olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davalı arsa sahipleri ve dava dışı … 31.12.1991 tarihinde davacı … ile Noterde Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdetmişlerdir. Sözleşme uyarınca adı geçen arsa sahiplerinin de paylarının bulunduğu 8, 1 ve 15 (daha sonra ifraz edilerek 21-22 parsel oldu) parseller üzerine sözleşmeye ve tasdik edilecek projesine uygun olarak villalar yapılacak, villaların %50’si arsa sahiplerine teslim edilecektir. Sözleşmenin akdedildiği tarihte arsa sahipleri tarafından talep doğrultusunda yüklenicinin babası … ile … ve … adlı şahıslara inşaat işlerinin yürütülmesi, tapu devri ve kat irtifakı kurulması işlemlerini de kapsayan düzenleme vekâletname verilmiş, arsa sahipleri sözleşmeye uygun olarak tapuda pay devrinde de bulunmuşlardır.
Daha sonra davanın tarafları arasında 03.02.1992 tarihli ek sözleşme düzenlenmiş, bu sözleşme ile 1, 8 ve 15 parsellerde … ’ya ait olan hissenin öncelikle davalılar tarafından satın alınacağı, 1 ve 8 no’lu parsellerde yapılacak villaların ilk seçim hakkının arsa sahiplerine ait olacağı kabul edilmiş, 3. maddesinde ise asıl sözleşmedeki %50 paylaşıma ilaveten sözleşme tarihinde 1.000.000.000 TL.(bir milyar TL.) karşılığı 192.239 USD’nin nakden ve defadeten arsa sahipleri adına … ve ’a ödendiği, sözleşme taraflarca ihtilâfsız gerçekleştiği taktirde müteahhidin bu bedeli hiçbir sebeple ve şartla talep edemeyeceği, ancak asıl sözleşmedeki şartlara arsa sahiplerinin uymaması halinde ve bu ihtilâf taraflar arasında çözümlenmediği taktirde … ve …’un almış oldukları 192.239 USD’ı tekrar müteahhide ödemeyi yaptıkları tarihteki TC Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden nakden ve defaten ödemeyi gayrikabili rucü olarak kabul ve taahhüt ettikleri hükmüne yer verilmiştir. Uyuşmazlık ek sözleşmenin 3. maddesinden kaynaklanmaktadır.
Davacı müteahhit, davalıların başlangıçta verdikleri vekâletnameyi iptal etmeleri ve açtıkları davalarla kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmasını engellemeleri, iskânı alınmış villaları teslim almayarak sorunları çözümsüz bırakmaları nedeniyle ödenen paranın iadesini talep etmiş, mahkemece de aynı gerekçelerle dava kabul edilmiştir.
Öncelikle davalı … Kadıköy 7.Noterliği’nden 21.02.2000 tarihinde 05649 yevmiye numarası ile keşide ettiği ihtarı ile davacıyı vekâletten azletmemiş, görülen lüzum üzerine 31.12.1991 tarihinde verilen vekâletname ve bunu takiben muhtelif tarihlerde verilen diğer vekâletnamelerin bundan böyle onayı alınmadan kullanılmamasını bildirmiştir. Bu ihtarın keşide edilmesinin amacının davalı …’in kardeşi Mükerrem’in vefatını davacının bilmesine rağmen bu vekâletnameyi kullanarak tapuda kat irtifakı tesis etmesi olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. … ilişkin 04.11.1999 tarihli ihtarname ise diğer arsa sahibi …’ın mirasçıları tarafından keşide edilmiş olup azil haklı nedene dayanmaktadır ve bu azlin davalılarla bir ilgisi bulunmamaktadır. Hal böyle iken mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında 21.02.2000 tarihli davalılar ihtarının vekâletnamenin iptali ve vekâletten azil olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Bilirkişi raporlarında sözü edilen davalardan sadece Üsküdar 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/533 esas sayılı olan dava … tarafından açılmıştır. Bu davanın açılış sebebinin bir kısım hisselerin sahibi olan bazı bankaların yönetimlerini devralmış olan TMSF’nin davalıların da hisselerini kapsar şekilde taşınmazı ihaleye çıkarması olduğu ilgili dava dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır. Sonuçta 25.05.2004 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Sözleşmeye
konu parsellerdeki inşaatlara verilen iskan izinlerinin iptali için İdare Mahkemesi’nde açılan davaların açılış tarihleri ise bu dava tarihinden sonradır. Davalıların sözleşmeden doğan haklarını dava konusu yapmaları sözleşmeye aykırılık ve ihtilâfların çözümsüzlüğü olarak nitelendirilemez. Tüm bu nedenlerle 03.02.1992 tarihli ek sözleşmenin 3. maddesindeki iade koşulları gerçekleşmediğinden açılan davanın reddi yerine, bilirkişi kurulu raporuna atıfla yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 500,00 YTL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 24.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.