YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/3309
KARAR NO : 2007/5086
KARAR TARİHİ : 24.07.2007
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 16.09.1993 tarihli inşaat yapım ve 23.06.1993 tarihli müşavirlik sözleşmelerinden kaynaklanmıştır. Davacı iş sahibi, davalı…A.Ş. yüklenici, diğer davalı ise müşavirlik hizmetlerini yürüten şirketlerdir. Davada eserin tesliminden sonra ortaya çıkan gizli ayıplı imalâtın bedeli talep edilmiş, mahkemece, davacının bağımsız bölümlerin satıldığı şahısların açtıkları davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiği gerekçesi ile dava usul noktasından reddedilmiştir.
Oysa yukarıda da değinildiği gibi davacı ile davalı…A.Ş. arasında eser sözleşmesi, diğer davalı ile de müşavirlik hizmet sözleşmeleri mevcuttur. Dava bu sözleşmelere dayalı olarak açıldığından ve sözleşmelerden doğan hakların üçüncü kişilere temlik edildiğine dair yazılı bir belge sunulmadığından davacının eldeki davayı açmakta hukukî yararı olduğu ortadadır.
İşin esasına gelince; davalı yüklenici eserin tesliminden sonra ortaya çıkan gizli ayıplı işlerin bedelinden, diğer davalı şirket ise bunun dışında ayrıca eseri teslim alırken gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden açık ayıplı işlerin bedelinden de sorumludur. Davada istenen bedelin gizli ayıplı mı, açık ayıplı ve noksan işlerden mi kaynaklandığı konusunda bir inceleme de yapılmış değildir. Her iki davalı da cevaplarında zamanaşımı def’ini ileri sürdüklerinden ve açık ayıp ihbarında bulunulmadığından eksik ve açık ayıplı imalâtlar yönünden açılan davanın reddi doğrudur. Gizli ayıplı imalât bedeline gelince; tekniğine uygun yapılmayan bu işler BK.126/4. maddesi uyarınca (müteahhidin kasdı veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmesi halleri) 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğundan bilirkişilerden alınacak raporla bu madde kapsamına girecek imalâtın bedelinin saptanması ve her iki davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ile davanın tamamen reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.