Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2006/3234 E. 2007/6830 K. 01.11.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/3234
KARAR NO : 2007/6830
KARAR TARİHİ : 01.11.2007

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat … ile davalı vekili avukat …. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı.Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü

K A R A R

Taraflar arasındaki uyuşmazlık 26.01.2001 tarihli mobil santral yapım işinden kaynaklanmıştır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davada işin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle davalı tarafından uygulanan 188 günlük cezai şarttan dolayı borç bulunmadığının tesbiti talep edilmiş, mahkemece eserin teslimi sırasında ihtirazî kayıt ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerçekten de BK.158/II.maddesinde eserin teslimi sırasında iş sahibince ihtirazî kayıt ileri sürülmemiş olması halinde cezai şarttan vazgeçmiş sayılacağı belirtilmiş, dava konusu olayda da imâl olunan mobil santral ihtirarî kayıt ileri sürülmeden teslim alınmış ise de, yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 32.maddesinde tarafların sözleşmeden doğan haklarından açıkça feragat edilmedikçe haklarının ortadan kalkmayacağı hükme bağlanmış olduğundan ve açık bir feragatname de düzenlenmediğinden davalı iş sahibinin ceza isteme hakkının düştüğü kabul edilemez. Anılan sebeplerle mahkemenin ihtirazî kayıtsız teslime ilişkin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Öyle olunca kural olarak davalı iş sahibinin işin teslimindeki gecikmeden dolayı ceza uygulayabileceği kabul edilmelidir.
Ancak uyuşmazlıkta çözümü gereken husus, iş sahibinin ne kadar süre için ceza uygulayabileceğidir. Sözleşmelerde işin teslim süresinin geçmesi üzerine cezai şart uygulanmasının kabul edilmesi halinde yüklenicinin zamanında teslimi gerçekleştirememesi durumunda iş sahibinin ceza isteme hakkı doğmaktadır. Tacir olan davalı da kararlaştırılan ceza miktarını hiçbir indirime tâbi olmadan ödemekle yükümlüdür. Nevar ki önceden öngörülemeyen ve davalının kusuru dışında gelişen olaylar için süresine ve zamanında teslimine engel olacak nitelikte ise bu olayların yarattığı engellerin sözleşmenin süresine etkisi nazara alınmalı ve engellerin giderilebileceği makûl süre kadar cezai şartın uygulanmasının haklı olamayacağı da gözetilmelidir. Sözleşmenin 27.maddesinde süreye etki edecek mücbir sebepler sayılmıştır. Bu sebepler arasında hükümet tasarrufuna da yer verilmiştir. Herne kadar 2001 yılı Şubat ayındaki fiyat ayarlamaları sözleşmenin 27.maddesindeki hükumet tasarrufu olarak nitelendirilemez ise de mücbir sebepleri bu maddede sayılan hallerle sınırlamak da doğru olmayacaktır. Nitekim davacı 2001 yılının Şubat ayında meydana gelen fiyat ayarlamaları nedeniyle imalâtta kullanılacak malzemelerin ithâlinde güçlükler yaşandığını, sürenin bu sebeple uzadığını ileri sürmüştür. 05.04.2001 günlü 2001/2 sayılı ve 28.10.2001 günlü mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararlarında 2001 yılı Şubat ayında döviz fiyatlarında meydana gelen artışlar devalüasyon olarak nitelendirilmektedir. Devalüasyon kararlarının ekonomik faaliyetleri önemli derecede etkileyeceği ortadadır. Nevar ki yanlar arasındaki sözleşmenin bedeli döviz olarak kararlaştırıldığından ve genel olarak döviz cinsinden bedel kararlaştırılan sözleşmelerde fiyat artışlarına yer verilmediğinden bu husus tek başına mücbir sebep olarak sayılamaz. Bu nedenle işin yapımında gerekli olan makinelerin yurt dışından ithalinde 2001 yılı Şubat ayındaki ayarlamaların etkisi bulunduğu ve bu hususun gecikmeye davacının iradesi dışında sebep olduğu saptandığı takdirde bu sürenin teslim süresine eklenmesi gerekeceğinden mahkemece bu yolda inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Bu nedenle mahkemece konularında uzman ithâlatçı, kambiyocu ve bir hukukçudan oluşturulacak heyetten rapor alınmalı, ithâlatta meydana gelen gecikmenin Şubat kararları ile ilişkisi saptanmalı, gecikmeye neden olacak nitelikte ise gecikmenin ne kadar süre ile sınırlı olması gerektiği, davacının müdebbir bir tacir gibi hareket ederek önceden tedbir alması gerektiğinden tedbir alıp almadığı ve bu yolda kusurunun bulunup bulunmadığı da dikkate alınarak varsa davacıya verilmesi gerekli ek süre kadar cezai şart uygulanamayacağı kabul edilmelidir. Ayrıca bu süre belirlenirken davacının davalıya verdiği 04.12.2001 tarihli dilekçede istediği 120 günlük süre de aşılmamalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan davanın kabulü doğru olmamış davalının esasa, davacının ise mahkemenin karar gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, 500,00’er YTL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan alınarak karşı tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 01.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.