Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2006/1361 E. 2007/1851 K. 26.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/1361
KARAR NO : 2007/1851
KARAR TARİHİ : 26.03.2007

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-k.davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, yanlar arasında yapıldığı ileri sürülen “protokol” başlıklı ve tarihsiz adi yazılı şekilde yapılan sözleşmenin feshi ve davalıya ödenen 2.300,00 YTL iş bedeli ile eksik malzeme bedeli 160,00 YTL.nın toplamı 2.460,00 YTL alacağın davalıdan tahsiline karar vermesi istemine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı … iş sahibi; karşı davacı-davalı … ise yüklenici sıfatlarıyla sözleşmeyi imzalamışlardır. Yüklenici, nitelikleri sözleşmede yazılı trafo tesisini yapmayı ve çalışır durumda iş sahibine teslimini, 2.300,00 YTL götürü bedelle yüklenmiştir. Davacı-karşı davalı iş sahibinin davasında, mahkemece, sözleşmenin feshine ve iş sahibi davacı tarafından yükleniciye ödenen 1.310,00 YTL.nın tahsiline karar verildiği halde; sözleşme konusu trafonun yükleniciye iadesine karar verilmemesi doğru olmamıştır. Çünkü, sözleşmenin feshi halinde taraflar karşılıklı olarak verdiklerini BK. 61 ve izleyen maddeleri hükümleri gereğince ve dolayısıyla haksız iktisap kurallarına göre geri isteyebilirler.
Diğer yandan, davası kabul edilen alacak miktarına 21.06.2001 tarihinden itibaren mahkemece, temerrüt faizi uygulanmış ise de; davacı tarafından sunulan dosya kapsamındaki ihtarname incelendiğinde dava konusu iş bedelinin iadesi ihtarını içermediği ve dolayısıyla yükleniciyi borçlu temerrüdüne düşürebilecek “ihtar” niteliğinde olmadığı anlaşıldığından 21.06.2001 tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmesi de doğru değildir. Oysa, Borçlar Kanunu’nun 101/1., maddesi gereğince, bir alacağın istenebilir olması, temerrüt faizi tahsiline karar verilmesi için yeterli olmayıp ayrıca davacı tarafın ihtarıyla borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekir. O halde, Borçlar Yasası’nın 101/1. maddesi gereğince, davası kabul edilen asıl alacağa borçlu temerrüdünün gerçekleştiği dava tarihinden itibaren mahkemece, temerrüt faizi uygulanması gerekirken, az yukarıda belirtilen tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması doğru olmadığından kararın bu nedenle de bozulması gerekmektedir.
Davacı iş sahibinin davası kısmen kabul edilmiş olduğu halde mahkemece HUMK.nun 417. maddesi hükmü gözetilmeden, red ve kabul oranı yerine, davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi ve ayrıca davası red olunan miktar üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmemesi de doğru olmadığından bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda (1.) bentte belirtilen nedenle davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-k.davacıya geri verilmesine, 26.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.