Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2006/1083 E. 2006/5054 K. 14.09.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/1083
KARAR NO : 2006/5054
KARAR TARİHİ : 14.09.2006

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, ayıplı ifa nedeniyle eser sözleşmesinin feshi sonucu ödenen iş bedelinin istirdadı için yapılan ilâmsız icra takibine itiraz üzerine, itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda süresinde ayıp ihbarında bulunulmaması nedeniyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 359. maddesi hükmüne göre iş sahibi imâl olunan şeyin (eserin) tesliminden sonra işlerin mutad akışına göre imkânını bulur bulmaz eseri muayeneye ve kusurları varsa bunları yükleniciye bildirmeye mecburdur.
Yapılan eserin açık veya zımni kabulünden sonra yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur. Ancak yüklenicinin kasden sakladığı ve usulüne göre yapılan muayenesinde görülemeyecek kusurlar hakkındaki sorumluluğu saklıdır.
Borçlar Kanunu’nun 362. maddesi son fıkrası uyarınca da, yapılan eserdeki kusur sonradan ortaya çıkarsa iş sahibinin bunu öğrenir öğrenmez durumu hemen yükleniciye bildirmesi gerekir. Aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre ayıp ihbarının tanık dahil her türlü delille kanıtlanması olanaklıdır.
Ayıp halinde iş sahibi BK.nun 360. maddesi hükmünce yapılan şey kullanılamayacak veya nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyecek derecede kusurlu ya da sözleşme şartlarına aykırı olursa eseri kabulden ve bedelini ödemekten (sözleşmeden dönme) kaçınabilir. Şayet iş belirtilen derecede ayıplı değilse bedelinden tenzil (bedelden indirim) isteyebilir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporuyla davalı tarafça yapılıp davacıya teslim edilen ve iade faturası ile davalı yükleniciye iade edilen kumaşların haslık derecelerinin düşük ve çok düşük olması nedeniyle gizli ayıplı olduğu saptanmıştır. Dinlenilen davacı tanıklarının beyanları ile de ortaya çıkar çıkmaz ayıp ihbarının yükleniciye yapıldığı, giderilmemesi üzerine 13.02.2002 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda gizli ayıbın varlığının sabit olması ve ayıp ihbarının süresinde yapılmış olması nedeniyle eserin sahibi tarafından kullanılamayacak ve kabule icbar edilemeyecek derecede kusurlu olup olmadığı veya bedelden tenzilin gerekip gerekmediği ve davacının istemekte haklı olduğu alacak miktarı konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekir. Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.