YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/7865
KARAR NO : 2006/1103
KARAR TARİHİ : 01.03.2006
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat … … …. Davalı avukatı gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
Dava, … sözleşmesi uyarınca iş bedelinden kalan bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli istemiyle açılmış olup, yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve karar davalı iş sahibi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-… sözleşmesine dayanan ilişkilerde iş sahibi eksik iş bedelini zamanaşımı süresi içerisinde isteyebilir. Zamanaşımı süresi BK.nun 126/IV. maddesinde belirtildiği gibi 5 yıldır. İş sahibi tarafından ödenmemiş iş bedeli varsa, eksik iş bedelinin de bu bedelden düşülerek, ödenmeyen iş bedelinin karar altına alınması gerekir. Somut olayda mimar bilirkişi 15.000 DM eksik iş bedeli belirlemiştir. Davacı yüklenicinin kalan iş bedeli alacağı karar altına alınırken belirlenen eksik iş bedelinin düşülmesi gerekir.
Mahkemece eksikliklerin usulüne uygun davacıya bildirilmediği gerekçesiyle eksik işlerin bedeli düşülmeden davanın tamamının kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-İİK.nun 67/II. maddesi uyarınca icra-inkâr tazminatının karar altına alınabilmesi için borçlunun icra takibine itirazında haksız olması gerekir. Alacağın likid olmadığı, uyuşmazlığın giderilmesinin yargılamayı gerektirdiği durumlarda borçlu icra takibine itirazında haksız sayılamaz. Bu olayda da taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi bilirkişi raporuyla mümkün olduğundan, likid bir alacak sözkonusu olmadığından, davacı tarafın şartları oluşmayan icra-inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi de hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, eksik iş bedeli olan 15000 DM düşülmek suretiyle kalan 18000 DM yönünden davanın kabulüne, icra-inkâr tazminatı isteminin reddine karar vermekten ibarettir. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentler uyarınca kabulüyle, hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, davalı duruşmada vekille temsil olunmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 1.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.