Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2021/5156 E. 2021/5887 K. 24.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5156
KARAR NO : 2021/5887
KARAR TARİHİ : 24.05.2021

Bedelsiz senedi kullanma suçundan şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/03/2020 tarihli ve 2019/126696 soruşturma, 2020/24625 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/06/2020 tarihli ve 2020/2479 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08/03/2021 gün ve 94660652-105-35-2553-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak soruşturma dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/03/2021 gün ve 2021/34193 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, önceye dayalı ticari ilişkileri bulunduğu belirtilen müştekinin yetkilisi olduğu … Veteriner Hizmetleri … Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi (…) ile şüphelilerin yetkilisi ve çalışanı olduğu … Özel Veteriner Hizmetleri Hayvancılık Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. (…) arasında 2 adet aracın müştekiye satım ve devri için şifahi anlaşma yapıldığı, söz konusu anlaşma karşılığında müşteki firma tarafından şüphelilerin yetkilisi olduğu firma lehine 71 adet, toplam bedeli 500.000,00 Türk lirası olan senetler tanzim edilerek şüphelilere verildiği, söz konusu senetlere istinaden 31.000,00 Türk lirası ödeme yapıldığı,
Müştekinin iddiasına göre, söz konusu anlaşma gereğince edimlerin şüpheliler tarafından yerine getirilmemesi üzerine anılan sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle bahse konu senetlerin bedelsiz kalmasına ve bu hususta hukuk mahkemesinde menfi tespit ve istirdat davaları açılmasına rağmen, şüphelilerin bedelsiz kalan 13 senede istinaden toplam 97.000,00 Türk lirası bedelli ihtiyati haciz kararı aldırdığı ve başlatılan icra takibi kapsamında fiilen haciz işlemi uygulanarak haciz baskısı altında müşteki … firmasının toplam 97.000,00 Türk lirası ödemek zorunda bırakılarak zarara uğratıldığının belirtildiği,
Şüphelilerin alınan beyanlarında ise, müştekinin söz konusu anlaşmaya aykırı olarak kararlaştırılan zamandan önce araçların devrini talep etmesi üzerine, araçların devam eden kredi borçlarının olması nedeniyle devrinin yapılamayacağını hatırlattıklarını, bunun üzerine müşteki … şirketi yetkilisi tarafından senet ödemelerini keserek aleyhlerine menfi tespit davası açtıklarını, bunun üzerine araçların kendilerine iadesini istemelerine rağmen müşteki firma tarafından söz konusu araçlar iade edilmediği gibi yaklaşık 1 yıl söz konusu araçların müşteki firma tarafından herhangi bir bedel ödenmeksizin kullanılması nedeniyle kullanım bedeline karşılık olmak üzere söz konusu senetlerin icra takibine konu edildiğini belirterek atılı suçlamayı kabul etmedikleri, yapılan soruşturma neticesinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 08/06/2020 tarihli ve 2017/31201 esas, 2020/5056 karar sayılı ilâmında yer alan ” Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.” şeklindeki açıklamalar ile … ve … firmaları arasında görülmekte olan kıymetli evraktan kaynaklı menfi tespit davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2018/1003 esas, 2020/304 sayılı kararı ile, … firmasının şüphelilerin yetkilisi olduğu … firmasına 50.000,00 Türk lirası bedelli 10 adet senetten ve 195.000,00 Türk lirası bedelli 25 adet senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespitine ve aynı zamanda … firması tarafından … firması aleyhine başlatılan İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2019/11062 esas sayılı takip dosyasına yatırılan 97.000,00 Türk lirasının istirdaten … firmasına iadesine karar verildiği nazara alındığında, şüphelilerin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının net bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla taraflar arasındaki bahse konu hukuk mahkemesi dava dosyası ile icra takip dosyalarının onaylı suretlerinin ve olayın aydınlatılmasına yarar tüm bilgi ve belgelerin dosyaya temin edilmesinden sonra yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 25/03/2020 tarih ve 2019/126696 soruşturma, 2020/24625 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı müştekiler vekilinin 04/06/2020 tarihli itiraz dilekçesi üzerine kesin nitelikte verilen ve kanun yararına bozma talebinin konusunu oluşturan İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/06/2020 tarih ve 2020/2479 D.İş sayılı kararından sonra, müştekiler vekilinin 16/07/2020 tarihli dilekçesiyle ilgili olarak İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 12/11/2020 tarih ve 2020/4609 D.İş sayılı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itirazın reddine ilişen kararın hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Özel hayatın gizliliğini ihlal etme ve tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlarından şüpheliler Umut … ve Yusuf Çetin haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Gölbaşı (Ankara) Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/12/2019 tarih ve 2018/6442 soruşturma, 2019/3956 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/12/2019 tarih ve 2019/10202 D.İş sayılı kararına ilişkin olarak, Dairemizin 01/03/2021 tarih ve 2020/9531-2021/2109 E.-K. sayılı kararıyla; müştekinin, kendileri ile karşı taraf arasında ticari ilişki bulunduğunu, şüphelilerin yetkilisi olduğu şirketin müşterilerinin uzun süre ürün almaya devam etmesini teminen araç kampanyalı satış başlattığını, kendilerinin de kampanyadan faydalanarak, 2018 yılı Nisan ayında 35 KG 2979 plakalı aracın şirket adına devir ve tescil işlemlerinin yapılması, kararlaştırılan ürünlerin belirlenen şart ve fiyatlarla temin ve teslimi karşılığında karşı tarafa toplam değeri 500,000,00 Türk lirası olan 71 adet
bono verdiklerini, bonoların bir kısmını ödemelerine rağmen ürünlerin zamanında teslim edilmediği gibi, kendilerine devri taahhüt edilen aracın da başkası adına kayıtlı olduğunun ortaya çıkması üzerine dolandırıldıklarını anladıklarını, bunun üzerine yapılan ödemelerin iadesi için istirdat, ödenmeyen bonolara ilişkin ise menfi tespit davası açtıklarını, ancak karşı tarafın bonoları takibe koyarak, şirketlerinde haciz işlemi gerçekleştirdiğini, haciz anını kayda alarak, görüntülerini ticari itibarlarını zedelemek amacıyla aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirket yetkilisi ile paylaştıklarını, bu duruma bir kişinin de tanık olduğundan bahisle yapmış olduğu şikâyet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, dolandırıcılık suçunun unsurlarının somut olayda bulunmadığı, şirket mallarının haczedilmesi anına ilişkin yapılan kaydın ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelilerin araç kiralama sözleşmesi ile kullanımlarında bulunan 35 KG 2979 plakalı aracın sözleşme süresi bitiminde aracın sahibi ile aralarındaki anlaşma gereğince kendilerine satılacağı ve böylece kendilerinin de aracı müşteki şirket adına devredecekleri, müştekiyi dolandırma kastıyla hareket etmedikleri yönündeki savunmalarının doğru olup olmadığının tespiti bakımından aracın maliki olan Hikmet Bal’ın bilgisine başvurulması, ayrıca haciz görüntülerinin çekilip kullanıldığına dair iddia ile ilgili şüpheli savunmasının ve 02/09/2019 tarihli dilekçede belirtilen ve dinlenilmeyen tanıkların beyanlarının alınması ve sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/12/2019 tarih ve 2019/10202 D.İş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına karar verildiği,
Somut olayda, müştekiler vekili tarafından sunulan 15/11/2019 havale tarihli şikayet dilekçesinde, şüphelilerin yetkilisi ve çalışanı oldukları şirket tarafından… ve …plakalı iki adet aracın müşteki şirket adına devir ve tescili taahhüt edildiği ve müşteki tarafından da buna karşılık şüphelilere bir kısım bonolar verildiğini, ancak süreçte şüphelilerin taahhütlerini yerine getirmedikleri gibi kendilerinden aldıkları bonoları takip konusu yaptıklarını, yine yaptıkları araştırmada devri taahhüt edilen araçlardan … plakalı aracın şüphelilerin yetkilisi bulunduğu şirkete değil Hikmet Bal isimli şahsa ait olduğunu öğrendiklerini, bu aracın motorlu taşıtlar vergisi ödenmeyerek araç üzerine Bornova Vergi Dairesi tarafından haciz tatbik edilmesi ve yakalama kararı verilmesinin sağlandığını, neticede şüphelilerin yetkilisi oldukları şirket tarafından aracın müşteki şirketin elinde olduğu ihbar edilerek aracın müşteki şirketin elinden 06/09/2019 tarihinde alınmasının sağlandığını, müşteki şirket araçların devrini alamadığı ve sözleşme kapsamında hiçbir mal ve ürün temin edemediği halde senet bedeli olarak Ankara Gölbaşı Ziraat Bankası Şubesine 31.000 TL ödediğini, yine şüphelilerin kötü niyetli hareketleriyle karşılıksız ve bedelsiz kaldığı açık olan senetlere istinaden ihtiyati haciz kararı alınarak müşteki şirketin hesaplarına haciz konulduğunu, bununla da yetinilmeyerek ticari hayatı durma noktasına getirilen müşteki şirket adresine 09/08/2019 tarihinde fiili haciz işlemi gerçekleştirilmek suretiyle haciz baskısıyla müşteki şirketin bedelsiz kalan bonolara karşı 97.000 TL ödeme yapmasının
sağlandığını, şüphelilerin şirketi üzerine kayıtlı olmayıp tasarruf yetkileri bulunmamasına rağmen müşteki şirkete satılan ancak tescil işlemi yapılmayan ve muvazaalı olarak ellerinden alınan …plaka sayılı aracın www.sahibinden.com sitesinde satışa çıkarıldığını, bu şekilde şüphelilerin bedelsiz kalan senedi kullanma suçunu işlediklerini iddia ettikleri, şüpheliler alınan savunmalarında, müştekinin söz konusu anlaşmaya aykırı olarak kararlaştırılan zamandan önce araçların devrini talep etmesi üzerine, araçların devam eden kredi borçlarının olması nedeniyle devrinin yapılamayacağını hatırlattıklarını, bunun üzerine müşteki şirket yetkilisinin senet ödemelerini keserek aleyhlerine menfi tespit davası açtıklarını ve sonrasında araçların kendilerine iadesini istemelerine rağmen müşteki şirket tarafından söz konusu araçlar iade edilmediği gibi yaklaşık bir yıl araçlar müşteki tarafından
herhangi bir bedel ödenmeksizin kullanılması nedeniyle kullanım bedeline karşılık olmak üzere söz konusu senetlerin icra takibine konu edildiğini belirterek atılı suçlamayı kabul etmedikleri, tanık Hikmet Bal kolluk tarafından alınan beyanında, oto kiralama ve alım satım işi yaptığını, 35 KG 2979 plaka sayılı araç adına tescilliyken 21/07/2017 tarihinde … Özel Veteriner Hizmetlerine sözleşmeyle kiraladığını, bir müddet sonra bu şirketin aracı senetle satıp satmayacağını sorduklarında satacağını ama devrini yapamayacağını banka kredisinin devam ettiğini söylediğini, kredi bittikten sonra devrini yapacağını söylediğinde kendi araçlarıyla birlikte satacaklarını ve kredi bitmesine veya kredi azaldığında tamamını kapatarak devredeceklerini beyan ettiklerini, kira şeklinde ödemelerine devam ettiklerini, uzunca bir süre devir alamamaları ve işlemi tamamlayamamaları üzerine sorun olduğunu anladığını ve kendilerini aradığını, aracı verdikleri firmayla aralarında problem olduğunu, firmanın ödemelerini yapmadığını, senetleri geri istediklerini beyan ettiklerini, kendisinin de aracın kiralık şeklinde devam edeceğini ne zaman ödemesini tamamlarlarsa devrini yapacağını söylediğini, kiralamanın iki yıl kadar devam ettiğini, 21/09/2019 tarihinde de şifahen anlaşarak sözleşmeyi feshettiğini, aracın vergi borçlarından ötürü 09/09/2019 tarihinde yakalanarak Ankara ilinde yediemine çekildiğini öğrendiğini, sonra aracın borçlarını ödeyerek teslim aldığını ve satılması için Ankara ilinde galeriye bıraktığını, evrak ekinde gönderilen fotoğrafların galeri tarafından konulan fotoğraflar olduğunu, aracı satarak borçlarını ödediğini, şikayetçi firmayı tanımadığını ve herhangi bir ticari bağının olmadığını beyan ettiği incelenen dosya münderecatından anlaşılmakta olup; tüm dosya kapsamına göre, iddiaya konu edilen senetlerle ilgili olarak taraflar arasında devam eden hukuk davalarının mevcut olması, bu senetlerin tamamının icra takibine konu edilme imkanı varken sadece araçların kullanım bedellerine karşılık olmak üzere bir kısmının takibe konulmasının taraflar arasındaki özel hukuk ilişkisini tazammun etmesi, şüphelilerin savunmalarının tanık Hikmet Bal’ın beyanlarıyla doğrulanması ve müşteki yanın zilyetliğinde bulunan aracın daha sonradan kayden Hikmet Bal adına tescilli olduğunu öğrendiklerine yönelik iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğu da nazara alındığında, müşteki tarafın bedelsiz senedi kullanma suçuna konu ettiği olgular yanlar arasındaki ihtilafın hukuk mahkemelerinde halli gereken hukuki uyuşmazlık niteliğinde olduğunun ve kamu davasının açılması için yeterli delilin mevcut olmadığının anlaşılması karşısında, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik itiraz üzerine merciince verilen itirazın reddi kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından ve kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden, itirazın reddine ilişkin İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/06/2020 tarih ve 2020/2479 D.İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 24/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.