Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2021/391 E. 2021/2507 K. 08.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/391
KARAR NO : 2021/2507
KARAR TARİHİ : 08.03.2021

Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheliler …ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/05/2020 tarihli ve 2019/40636 soruşturma, 2020/9508 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/06/2020 tarihli ve 2020/2608 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/11/2020 gün ve 94660652-105-34-14441-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/11/2020 gün ve 2020/102209 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Somut olayda, müşteki vekilinin 02/09/2019 tarihli dilekçesinde, şüpheli …’nın uygun fiyatlı satılık bir arsanın olduğu, kendisi adına vekaletname vermeleri halinde bu arsanın alımı konusunda yardımcı olabileceğini belirtmesi üzerine, şüphelinin arsa sahibi ile yaptığı görüşmeler sonucunda söze konu arsa için anlaştıklarını söylemesini müteakip, müştekinin şüpheliye taşınmazın satın alınmasına yönelik vekaletname verdiği ve aynı gün şüpheli …’e, diğer şüpheli …’e ödenmek üzere bir miktar para verdiği, ancak arsanın satımının gerçekleşmediği, her iki şüphelinin de iştirak halinde kendisini dolandırdıklarından bahisle şikayetçi olmalarını takiben, başlatılan soruşturma sonucunda Büçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca “müştekinin delilleri ve anlatımından şüpheliler ile arasındaki ilişkinin, vekalet ilişkisinden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, çözüm mercilerinin ise hukuk mahkemeleri olduğu, suçun yasal unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise da;
Dosya kapsamına göre, soruşturma kapsamında müştekinin beyanına başvurulduğu, ancak müşteki vekilinin kovuşturmaya yer olmadığına dair itiraz dilekçesinde de belirttiği üzere müştekinin eşi …’nın hesabından farklı bankalardan toplamda şüphelinin hesabına para aktarıldığı, bankadaki altınlar bozdurularak şüpheliye nakit ödeme yapıldığı ve bunların dışında şüpheliye elden ödemeler yapıldığının beyan edildiği anlaşılmakla, öncelikle şüpheli …’nın hesabına söz konusu paraların gönderilip gönderilmediği ve elden para verilip verilmediği hususlarının belirlenerek, bu konuda müştekinin detaylı olarak beyanına başvurulması gerektiği, ayrıca dosyada diğer şüpheli olarak bulunan …’in de olaya ilişkin olarak şüpheli sıfatıyla beyanının alınması gerektiği ve şüpheli …hakkında benzer nitelikteki eylemlerinden dolayı Bakırköy Adliyesinde soruşturma veya dava dosyaları bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/06/2020 tarihli ve 2020/2608 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 08/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.