Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2021/2132 E. 2021/4351 K. 08.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2132
KARAR NO : 2021/4351
KARAR TARİHİ : 08.04.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 52/2 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanığı, suç tarihinde açık kimlikleri tespit edilemeyen diğer suç ortakları ile aynı eylem ve fikir birliği içinde birlikte hareket ederek meçhul şahsın katılan …’ün evde yalnız olduğu bir vakitte ev telefonunu aradığı, kendisini emniyet mensubu olarak tanıtarak korkuttuğu, bir kuyumcu soygununa karışan kişilerin katılanın annesinin kimliğini kullandıkları yönünde yalanlar söylediği ve evdeki değerli eşyaları toplayıp bir poşete koymasını ve gelen ekibe teslim etmesini istediği, telefonun arkasında oluşturduğu polis telsiz seslerine de inanan katılan …’ün evde bulunan 105 Euro, 50 TL, altın ve gümüş kolye ve altın setini bir poşete koyup söylenen yere getirdiği, sanığın ve irtibatlı olduğu kişilerce bu eşyaların alındığı, sonrasında aynı nitelikteki başka bir şikayetle ilgili olarak sanığın aynı bölgede yakalandığı, bu surette sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda,
Sanık savunması, katılan beyanları, fotoğraf teşhis tutanakları, HTS kayıtları ve tüm dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafisinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Sanığın eyleminde herhangi bir kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin herhangi bir maddi varlığının kullanılmadığı, katılanı arayan telefondan telsiz sesleri gelmesinin TCK 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli hale vücut vermeyeceği, bu nedenle olayda TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşmadığı, sanığın eyleminin TCK’nın 158/1-L maddesinde düzenlenen kişinin kendisini kamu görevlisi olarak tanıtması suretiyle dolandırıcılık suçunu meydana getirdiği ancak suç tarihi itibarı ile bu maddenin yürürlükte olmaması nedeni ile eylemin hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamındaki TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının tutulmasına, 08/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.