YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9535
KARAR NO : 2021/2107
KARAR TARİHİ : 01.03.2021
Nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-j ve 52. maddeleri gereğince 167.800,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2016/122 esas, 2018/285 sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 05/08/2020 gün ve 94660652-105-35-16640-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/09/2020 gün ve 2020-73895 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 26/06/2018 tarihli ve 2018/3223 esas, 2018/12644 karar sayılı ilâmında yer alan “sonuç cezanın adli para cezası olması halinde sanığın ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak taksitlendirme yapıp yapmama ya da mehil verip vermeme hususlarında hakime takdir hakkı tanımıştır. Yerel Mahkemenin anılan kurumların uygulanmasına ya da uygulanmamasına ilişkin kullandığı gerekçenin yerinde veya yeterli olup olmadığı temyiz incelemesinde değerlendirilebilecekken, takdire müteallik konuların inceleme dışı bırakıldığı olağanüstü kanun yolu olan, kanun yararına bozma yoluyla bu hususlar denetlenemeyecektir. Ancak savunmada dile getirilmesine, uygulanmasının talep edilmesine karşın, bu kurumların uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi takdire ilişkin bir husus olmadığından, olağanüstü kanun yolu ile denetlenebilecektir. Buna göre sanık müdafiinin, 03/10/2017 tarihli oturumda sanığın beraatini talep etmesi ve bu talebin, TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedenlerini ve TCK’nın 52/4. maddesinde düzenlenen “taksitlendirme” veya “adli para cezasının ödenmesi için mehil verilmesi” kurumlarının, sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi hususlarını da kapsaması karşısında, anılan kurumların uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması hukuka aykırıdır.” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
5237 sayılı Kanun’un 52/4. maddesinde yer alan “Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” şeklindeki amir hüküm karşısında, sanık aleyhine olacak şekilde adlî para cezasının takside bağlanmamış olması, bağlanmaması hâlinde ise bunun gerekçesi ve adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde karşılaşabileceği muhtemel durumun sanığa usulüne uygun şekilde ihtar edilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5237 sayılı Kanun’un 52/4. maddesinde yer alan “Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” şeklindeki amir hüküm karşısında, sanık aleyhine olacak şekilde adlî para cezasının takside bağlanmamış olması, bağlanmaması hâlinde ise bunun gerekçesi ve adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde karşılaşabileceği muhtemel durumun sanığa usulüne uygun şekilde ihtar edilmemiş olması yasaya aykırı olup kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2016/122 esas, 2018/285 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. Maddesi gereğince BOZULMASINA, karardaki hukuka aykırılık sanığın lehine uygulama yapılmasını gerektirmekle ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı yasa maddesinin 4-d fıkrası uyarınca verilen yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasında adli para cezası ile ilgili 3. bentten sonra gelecek şekilde ”adli para cezasının TCK’nın 52/4 maddesi gereğince 24 eşit taksit olmak üzere 1’er aylık aralarla taksitlendirilmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” ibarelerinin eklenmesine, infazın buna göre yapılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına 01/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.