Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/9528 E. 2021/2065 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9528
KARAR NO : 2021/2065
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan şüpheliler … ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/10/2019 tarihli ve 2019/44936 soruşturma, 2019/49821 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12/12/2019 tarihli ve 2019/4901 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 13/08/2020 gün ve 94660652-105-34-5002-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2020 gün ve 2020/74830 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi hâlde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin şikayet dilekçesi ile müvekkili şirketin fason olarak çocuk giysileri ürettiğini, başka bir firma için üretilen ürünlerin satılamayarak ellerinde kalması üzerine müşteki firma yetkilisinin yeni bir alıcı arayışına giriştiğini, çok güvendiği … isimli arkadaşı aracılığıyla irtibata geçtiği …’nın müşteri olarak bulduğu Maria Tekstil Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş. yetkilisi olan … isimli kişiyle 1299 koli, 82.936 adet 0-12 yaş grubu çocuk tekstil ürünlerinin 1.500.000,00 Türk lirası üzerinden satışı konusunda anlaştıklarını ve bu anlaşma kapsamında ürünlerin karşı tarafa teslim edildiğini, buna karşın şüpheli …’ın peşinat olarak ödemesi gereken 100.000,00 Türk lirası için yalnızca 64.000,00 Türk lirası ödeme yaptığını, bunun dışında ödeme yapmadığını belirterek, müvekkili şirketi dolandıran şüphelilerden şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 1.500.000,00 Türk lirası tutarındaki mal ticareti için yazılı sözleşme yapılmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve müşteki ile şüpheliler arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müşteki vekilinin dosyaya sunduğu fatura, sevk irsaliyesi, mail ve whatsap yazışmaları, şüpheli …’ın başka dolandırıcılık olaylarına karıştığına dair gazete ve televizyon haberlerini içeren CD içeriğinin değerlendirilerek, müştekinin mal teslimi sürecine şahit olduğunu belirttiği tanıklarının dinlenmesi ve gerekirse müşteki firmanın defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, şüpheli hakkında benzer suçlara ilişkin dava ve soruşturma dosyalarının bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre şüphelinin hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeksizin, itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Bakırköy 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12/12/2019 tarihli ve 2019/4901 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 01/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.