Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/8976 E. 2020/10819 K. 02.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/8976
KARAR NO : 2020/10819
KARAR TARİHİ : 02.11.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yargı görevi yapanı etkileme, nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik, yalan tanıklık, iftira
HÜKÜM : 1)Sanık … hakkında; TCK 272/2, 62, 53, 63, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
2)Sanık … hakkında;
a-TCK 158/1-d, 62, 53, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-TCK 204/1, 62, 53, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
c-TCK 207/1, 62, 53, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
ç-TCK 267/1, 62, 53, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet (üç kez)
d-TCK 277/1, 62, 53, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık, resmi ve özel belgede sahtecilik, iftira, yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs suçlarından sanık …’in mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ve müdafii, yalan tanıklık suçundan sanık …’nün mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’in müşteki sıfatıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikayet dilekçesi ve bu konuda alınan ifadesinde, aralarında borç alacak ilişkisi nedeniyle hukuki ihtilaf bulunan mağdur … adına kayıtlı hattan kendisine ait telefona “oğlum nasıl yedirdim mahkemeye imzayı, yanındakine aldırdım postacı salaktı”, “satamazsın, ben hakimi de müdürü de bağladım.”, “Yargıtay kararını G…. N…sok 3000 Hakim 2000 de müdür aldı hakimin Yargıtayı takmadan karar verecek” şeklinde üç adet mesaj gönderildiğini, gönderilen mesajlarda taraf olduğu ve Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2011/867 Esas sayılı dosyaya ilişkin mahkeme müdürüne rüşvet verdiğini söyleyerek rüşvet vermek, tehdit, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarını işleyen mağdur … ile rüşvet almak suçunu işleyen 4. İcra Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü katılan …’den şikayetçi olduğunu belirttiği,
Soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulan mağdur … alınan ifadesinde; Etiler’de Entez Gayrımenkul Borsa’da takas sorumlusu olarak çalıştığını, hakkında şikayette bulunan sanık … ile 2010 yılı içerisinde tanık …’dan alacağı nedeniyle tanıştığını, …’ın BMW marka 3.20 2001 model otomobilini 2008 yılında 25.000 TL karşılığında satın aldığını, parasını elden nakit olarak ödediğini ancak arabanın devrini almadığını, arabayı yaklaşık bir sene kullandığını, daha sonra arabanın çok yakması nedeniyle satmaya karar verdiğini, arabanın devri üzerine olmadığından bu hususta ruhsat sahibi olarak görünen …’ın kardeşi Aziz Uran ile görüştüğünü, arabayı satılığa çıkarttıklarını, Dolapdere’de Bilgi Üniv. karşısında BMW servisi işleten sanık … ile …’ın görüşüp anlaştıklarını, tam olarak hatırlamamakla birlikte 30.000-32.000 TL gibi bir bedelle sanık …’e sattıklarını, araç satış bedeli olarak alınan 18.500 TL tutarlı toplam 5 adet bonoyu …’ın kendisine getirdiğini, senetleri aldığında …’ın cirosunun olmadığını, senetlerin borçlusunun sanık … olarak göründüğünü, …’a senetleri ciro ettirdiğini, ilk 2.500 TL’lik bonoyu …’dan tahsil ettiğini, sonraki bonoların ödenmediğini, …’la bu sebepten aralarının bozulduğunu, bu senetleri yasal işlemlerle uğraşması için kardeşi…’ya verdiğini, Tolga’nın senetleri Beyoğlu 3. İcra Müdürlüğü aracılığıyla icraya koyduğunu, sonra sanık …’in telefonla aradığını ve “Senetleri icraya koymuşsun, senin altındaki arabayı dahi alacağım” dediğini, bu görüşmeden sonra 6 ay kadar bu konuda hiçbir gelişme olmadığını, sonra mali polis olduğunu söyleyen ve kendisini “…” olarak tanıtan bir şahsın telefonla aradığını, sanık …’in, kendisi hakkında 6 adet korsan taksisi bulunduğunu söyleyerek şikayette bulunduğunu söylediğini, kendisinin de bir aracı kurumda maaşla çalışan bir personel olduğunu, korsan taksicilikle bir alakasının olamayacağını söylediğini, bu arada telefonda kendisinin kimlik bilgilerini verdiğini, Süleyman isimli şahsın ertesi gün tekrar aradığını ve hakkında araştırma yaptığını düzgün bir kişi olduğunu ve mali şubeye gelmesine gerek olmadığını söylediğini, 2011 yılı Mayıs ayında Kasımpaşa Piyalepaşa Cad. üzerinde bulunan Akşemsettin Camiine yatsı namazı için aracıyla gittiğini ve aracı yola park ettiğini, camideyken kardeşi Tolga’nın arabanın başında sivil polislerle çekici bulunduğunu görerek cep telefonundan kendisini aradığını, camiden çıktığında arabanın başına gittiğini, polislerin kesinleşmiş bir icra takibi olduğunu ve arabası hakkında bağlanacağına dair yazı gönderildiğini söylediklerini, o akşam arabasının çekici vasıtasıyla Kasımpaşa’da bulunan Kahraman Otoparkına çekildiğini, ertesi gün Bakırköy 11. İcra Müdürlüğü’ne gittiğini, hakkında sanık … tarafından bir ilamsız icra takibi yapıldığını, Zeytinburnu ilçesinde bulunan bir adrese tebligat gönderildiğini, ilk tebligatın kendisinin adresinde bulunmadığından bahisle iade edildiğini, ikinci tebligatın ise şahsına yapıldığını, tebligattaki imzayı incelediğinde kendi imzası olmadığını anladığını, bunun üzerine Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesindeki 2011/867 Esas sayılı tebligatın ve ödemenin iptali hakkındaki davayı açtığını, bu davanın lehine sonuçlandığını, sanık …’e mesaj çekilen hattın kendisinin çıkarttığı bir hat olmadığını, sanık …’in benzer şekilde … adına sahte bir hat çıkartarak bayan hakim ve savcılara cinsel içerikli mesajlar çektiğini, bu olay hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğünü beyan ettiği,
Sanık …’in tanık olarak gösterdiği diğer sanık …’in Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde, mağdur …’ın 15/09/2011 tarihinde sabah saat 09:30 sıralarında sanık …’i sözlü olarak tehdit ettiği ve mahkeme hakimi ile yazı işleri müdürüne rüşvet verdiği yönünde beyanda bulunduğunu ve bu beyanları kendisinin duyduğu yönünde tanıklık yaptığı,
Mağdur …’ın beyanında belirttiği, Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/867 Esas sayılı dosyası ile Bakırköy 11. İcra Müdürlüğünün 2011/1752 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, 25/04/2011 tarihli ödeme emri tebligat mazbatasındaki … adına yapılan tebliğ imzasının …’ya ait olmadığından bahisle, mahkemece tebligatın iptaline karar verildiği, sanık …’e ait telefon hattına mesaj çekilen telefon hattının alındığı Astel Elektronik isimli işyerinin güvenlik kamera görüntüleri incelendiğinde hattın alındığı saat ve tarihte işyerine giden sanık …’in kimliğinin tespit edildiği, iş yeri çalışanlarına yüz yüze teşhis yaptırıldığı, iş yerinde eleman olarak çalışan temyiz dışı sanık …’ın alınan ifadesinde, hattı alan sanık …’in laf kalabalığına getirerek sözleşmeye imza atmadan işyerinden ayrıldığını, sözleşmede imza eksiği kalmaması için …’nın isminin altına kendisinin imza attığını ikrar ettiği, yapılan yazı ve imza incelemesi sonrasında İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından tanzim edilen 28/10/2011 tarihli raporla mağdur … yerine atılan imzanın temyiz dışı Botan eli ürünü olduğunun anlaşıldığı,
Tanık …’ın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde mağdur …’ın beyanlarını doğruladığı, sanık … ile aralarında görülmekte olan bir dava bulunduğunu, bu davaya bakan mahkeme hakimlerine kendi adına çıkartılmış bir hatla cinsel taciz içeren mesajlar atıldığını, kendisi hakkında soruşturma başlatıldığını, sanık …’in kendisine “…’nın evindeki perdesine kadar, elinde ne varsa alacağım” dediğini, hatırlayamadığı bir tarihte sanık …’in elinde …’ya ait ancak üzerinde başkasının fotoğrafı bulunan bir sahte kimlik gördüğünü beyan ettiği,
Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi katılan … ve aynı mahkemenin yazı işleri müdürü katılan …’in beyanlarında, 06/10/2011 tarihinde sabah saatlerinde adliye santral telefonundan arayan ve kendisini “HSYK başmüfettişi …” olarak tanıtan kişinin mahkemede görülmekte olan 2011/867 Esas sayılı dosyanın tarafı …’nın tekin bir kişi olmadığını, davayı görürken buna göre karar verilmesini söylediğini, konuşmanın bu şekilde sona erdiğini beyan ettikleri, sanık …’in alınan ifadesinde 06/10/2011 tarihinde sabah saatlerinde adliye santral telefonunu aradığını ancak Adalet Komisyonu Başkanlığı Kalemi ile görüşme yaptığını tevil yollu ikrar ettiği, ayrıca TİB ile yapılan yazışma sonucunda sanık …’in suç tarihinde ve saatinde adliye santral telefonunu kendi adına kayıtlı hat ile aradığının sabit olduğu,
Bu şekilde, sanık …’in yalan tanıklık, sanık …’in özel belgede sahtecilik, yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve üç kez iftira suçlarını işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olaylarda;
1)Sanık … hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın; sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ve üç kez iftira suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların savunmaları, mağdur, katılanlar ve tanıkların beyanları, ekspertiz ve bilirkişi raporları, icra hukuk mahkemesi dosya örneği, CD izleme ve teşhis tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; sanıklara atılı suçların sübut bulduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup sanık …’in mağdur …’a ait kimlik bilgilerini kullanarak telefon hattı çıkarmak şeklindeki eylemi sübuta erdiği cihetle özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56/2. maddesi delaletiyle 63/10. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken bu konuda beraat hükmü kurulması ve sanık …’in sabit olan iftira eylemlerinde hükmolunan cezalarının TCK’nın 267/2. maddesi uyarınca artırılması gerekirken eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamış, icra takibinde haciz işlemi tatbik edildiğinin anlaşılması karşısında sanık …’in sabit olan nitelikli dolandırıcılık eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı yönünde bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık … ve müdafii ile sanık …’in, atılı suçların unsurlarının oluşmadığına, mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğuna, delillerin takdirinde hata edildiğine, her türlü şüpheden uzak ve kesin delil bulunmadığına, şüpheden sanığın yararlanması gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2)Sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Hükümden önce 10/11/2008 gün ve 27050 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki “İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında, sanığın eyleminin özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Kanun’un 56/2. maddesi delaletiyle 63/10. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu ve bu hükmün TCK’nın 75. maddesi uyarınca ön ödemeye tabi olduğu gözetilerek, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulduktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, suçun hukuki vasfında hataya düşülerek özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 02/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.