YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4714
KARAR NO : 2021/1682
KARAR TARİHİ : 22.02.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyet hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tebligat Kanunu 10. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bulunmaması halinde kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği son adresine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle hükmün kesinleştirildiği; ancak açıklanan nedenlerle Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan bu tebliğin hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığı, aynı yasanın 32/2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın hükmü öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği, bu kapsamda sanığın temyiz isteminin (17/07/2017 tarihinde sanık müdafiinin karardan haberdar olduğu, sanığın adli tatil süresi içinde 16/08/2017 tarihli dilekçesiyle eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu) öğrenme üzerine ve süresinde olduğu, ayrıca, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, sanığın 16/08/2017 ve sonrasında verdiği dilekçelerinin içeriği dikkate alınarak, mahkemenin sanık hakkında eski hale getirme ve temyiz isteminin reddine ilişkin verdiği 22/08/2017 tarihli ek karar ile hükmün kesinleştirilmesinden sonra mahkumiyetine esas hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulandığı, ancak sanık hakkında hüküm kesinleşmediğinden yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın müsnet suçtan cezaevinde olması halinde mahkumiyetine ilişkin infazının durdurulmasına, sanık başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse TAHLİYESİNE, bu suçtan derhal salıverilmesi için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına, 22//02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.