Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/4563 E. 2020/8351 K. 10.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4563
KARAR NO : 2020/8351
KARAR TARİHİ : 10.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/2,62/1,52/2 ve 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 05/06/2014 tarihinden itibaren ihtarnamede belirtilen 60 ve 3 günlük sürelerin bitim tarihi olan 07/08/2014 tarihi olmasına rağmen, hükümde “10/04/2015” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanığın, katılan şirket ile 10.08.2005 tarihinde Finansal Kiralama sözleşmesi imzalayarak “1 adet Valtra marka traktörü” kiraladığı, sözleşme gereği ödenmesi gereken kira borçlarını vadesinde ödenmeyince kendisine 28/04/2015 tarihli ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin 05/06/2014 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, buna göre, birikmiş tüm borçların temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi ve kiralanan malın belirtilen süre içinde şikayetçi şirkete teslim etmesi istendiği, ancak sanığın sürenin sonunda ihtarnameye konu borçlarını ödemediği gibi finansal kiralamaya konu traktörü de iade etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;
Mülga 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunundaki, sözleşmeden doğan davaların ticari dava niteliğinde bulunduğu yönündeki 31. madde hükmüne benzer bir düzenlemenin inceleme tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nda yer almaması ve finansal kiralama sözleşmesinin tarafı konumunda bulunan sanığın kira konusu traktörü bir işletmenin faaliyetleri çerçevesinde kiralamamış olduğunun anlaşılması karşısında; eylemin 6763 sayılı Kanun ile uzlaşma kapsamına alınan 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen “basit güveni kötüye kullanma suçunu” oluşturacağı gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; sanığa atılı TCK’nın 155/1 maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunun soruşturulmasının ve kovuşturulmasının şikayete tabi suçlardan olduğu ve TCK.nun 73/1. maddesinde öngörüldüğü üzere altı aylık şikayet süresinin – zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla -şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlayacağı yönündeki düzenleme dikkate alındığında; katılan şirketin ihtarnamenin sanığa tebliğ edildiği 05/06/2014 tarihinden sonra sanığa tanınan 60 ve 3 günlük sürelerin bitim tarihi olan 07/08/2014 tarihinde durumu öğrendiği, bu tarihten itibaren şikayetçinin 6 aylık yasal şikayet süresi geçmesinden sonra 10/04/2015 tarihinde şikayette bulunması karşısında; şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam etmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.