Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/2276 E. 2020/7132 K. 29.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2276
KARAR NO : 2020/7132
KARAR TARİHİ : 29.06.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : 1-Sanık … hakkında TCK’nın 158/1-d, 52/2-4, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
2-Sanık … hakkında TCK’nın 158/1-d, 39/2-a, 52/2-4, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
3-Sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan CMK 223/2-c maddesi gereği beraat

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar… ve… hakkındaki mahkumiyet hükümleri sanıklar… ve… tarafından, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık … hakkındaki beraat hükmü vekalet ücreti yönünden sanık … müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’un yokluğunda verilen hükmün, bilinen son adresine tebliğe çıkartıldığı, tebliğ yapılamaması üzerine ve Mernis adresinin de bulunmaması nedeniyle aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle hükmün kesinleştirildiği görülmüş ise de; Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bulunmaması halinde kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği son adresine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle hükmün kesinleştirildiği; ancak açıklanan nedenlerle Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan bu tebliğin hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığı, aynı yasanın 32/2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın hükmü öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği, bu kapsamda sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu, ayrıca, eski hale

getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 311. maddesi hükmüne göre inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, sanığın eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşılmakla mahkemenin 31/05/2009 tarihli ek kararı ve sonrası işlemler yok sayılarak yapılan incelemede;
Sanıklar…,… ve temyiz dışı sanık …’in fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, ele geçirilemeyen üzerinde sanık …’un resmi bulunan … kimliği ile …’ın oto kiralama firmasından 06 DE 4316 plakalı 2011 model Fiat Doblo aracı kiraladıkları ve bu aracı sanık …’a sattıkları, bu şekilde sanıkların atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda;
1-Sanık … müdafiinin vekalet ücreti ile sınırlı olarak temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın yüzüne karşı tefhim olunan 02/04/2015 tarihli hükme yönelik olarak sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yapmış olduğu 22/05/2015 tarihli temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, şikayetçi ve katılan beyanları, araç kiralama sözleşmesi, nüfus cüzdan sureti ile dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan sanık hakkında adli para cezasına ilişkin hüküm fıkrasından sırasıyla “100 gün” ve “2.000 TL” ibarelerinin çıkartılarak yerlerine sırasıyla “5 gün” ve “100 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu” şeklindeki kararları uyarınca; UYAP sisteminden yapılan sorgulamaya göre sanığın, hüküm tarihinde Eskişehit H Tipi Kapalı Cezaevinde bulunduğunun anlaşılması karşısında; savunmasında duruşmalardan vareste tutulmak isteyip

istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hüküm tarihinde sanığın yargılandığı yer dışındaki cezaevinde hükümlü olması ve kısa kararın okunduğu oturumda hazır edilmeksizin ya da ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığı ile savunması alınmaksızın hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 29/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.