Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/12157 E. 2021/248 K. 13.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/12157
KARAR NO : 2021/248
KARAR TARİHİ : 13.01.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-g, 62, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapımına başladığı bina hakkında Yıldırım Belediyesi tarafından ruhsatsız yapı olması nedeniyle yıkım kararı verilmesine rağmen, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığı katılandan 67.000 TL para aldığı ancak inşaatı tamamlayamadığı, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından, ruhsat almadan inşaata başladığı ve hakkında ruhsatsız olması nedeniyle yıkım kararı bulunan ve mühürlenmiş olan inşaatın yapımına devam ederek, gazeteye satış ilanı verdiği, ilanı gören katılanın örnek daireyi gezerek sanık ile anlaşmaya vardığı, sanığın ruhsatsız inşaatı vaad ettiği tarihte teslim edemeyeceğini bilmesine rağmen gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi düzenleyerek katılandan 67.000 TL para aldığı, 26/02/2015 tarihinde yapı ruhsatı düzenlenmesine rağmen daireyi katılan yerine 3. bir kişiye devrettiği, gazete ilanın ardından, sanığın katılan ile yüz yüze görüştüğü, bu görüşmelerde sanığın hileyi sergileyip katılanı aldattığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle müteahhitlik yapması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 158/1-i maddesi ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65. ve 66. maddeleri hükümleri karşısında serbest meslek sahibi kişilerden sayılamayacağı, sanık ile katılan arasında da yapılan 14/01/2009 tarihli sözleşmesinin de sanığın her hangi bir şirket adına değil, şahıs olarak taraf olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamına alınan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek sureti ile TCK’nın 158/1-g maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.