Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/12015 E. 2021/2505 K. 08.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/12015
KARAR NO : 2021/2505
KARAR TARİHİ : 08.03.2021

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler…, … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Alanya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 14/05/2018 tarihli ve 2018/6968 soruşturma, 2018/5331 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Alanya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/07/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28/10/2020 gün ve 94660652-105-07-14677-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/11/2020 gün ve 2020/100154 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında;
Somut olayda, müştekiler ile şüpheliler… ve …’ın… Restaurant İletişim Hizmetleri Turizm Seyahat İnşaat Emlak Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ortakları olduğu, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/09/2013 tarihli ve 2012/254 esas, 2013/368 sayılı kararı ile şirketi temsile yetkili müdür olan şüpheli…’ın bu görevinden azledildiği, müştekilerin şikayetlerine ilişkin beyanlarında, şüpheli…’ın görevinden azledildikten sonra diğer şüpheli …’e, şirketi temsile yetkili olduğu dönemde tanzim edilmiş gibi 350.000,00 Türk lirası bedelli bir adet bonoyu şirket adına düzenleyerek verdiğini, şüpheli …’in söz konusu bono hakkında icra işlemleri başlattığını, şirket ortaklarından şüpheli…’ın da icra takibini usulsüz olarak şirket aleyhine kesinleştirdiğini, şüphelilerin dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerini ifade ettikleri ve şikayet üzerine yapılan soruşturma sonucunda eylemin hukuki ihtilaf kapsamında kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de;
Gerçekte şüpheliler ile anılan şirket arasında böyle bir borç ilişkisi bulunmadığı halde şüphelilerin kasıtlı olarak sahte senet tanzim ederek şirket aleyhine icra takibi başlatıldığının iddia edilmesi karşısında, müştekilerin iddiasına esas teşkil eden ve sahte olduğu iddia edilen senet, bu senedin tahsiline yönelik yapılan işlemler, taraflar arasında çekilen ihtarnameler ve takip dosyaları soruşturma dosyası arasına alındıktan sonra, ilgili şirketin de defter, belge, muhasebe kayıtları celp edilip denetime olanak verecek şekilde konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, anılan şirketin şüpheli … ile para alışverişinin olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulması ile defter kayıtlarında şirketin borçlu olmadığı anlaşılması durumunda; şüphelilerin bu hususta ayrıntılı savunmaları alınıp, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/09/2013 tarihli kararı ile şirketi temsile yetkili müdürlük görevinden azledilen şüpheli…’ın, azil tarihinden sonra haksız kazanç elde etmek amacıyla diğer şüpheliler ile birlikte eylem ve fikir birliği içerisinde anılan şirketi dolandırmak için muhteviyatı itibariyle sahte bono tanzim edip etmediklerine yönelik yapılacak değerlendirme sonucu şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Alanya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/07/2019 tarihli ve 2019/1874 değişik iş sayılı kararının , 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 08/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.