Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/11937 E. 2021/2106 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/11937
KARAR NO : 2021/2106
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

Esas No : 2020/11937
Karar No : 2021/2106
Tebliğname No : KYB – 2020/93951

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f, 204/1, 62/1(iki kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis, 1 yıl 8 ay hapis ve 28.320,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2015 tarihli ve 2013/388 esas, 2015/36 sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/10/2020 gün ve 94660652-105-63-12805-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2020 gün ve 2020/93951 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, mahkemece sanığın kovuşturma aşamasında savunmasının usûlüne uygun şekilde tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Kanun’un 193/2. maddesinde yer alan, “(Ek fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./28.mad) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.” şeklindeki ve anılan Kanun’un 195/1. maddesinde yer alan, “Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.” şeklinde belirtilen istisnaî durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın kovuşturma aşamasında savunmasının tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 195. maddesindeki istisnai durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden,Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2015 tarihli ve 2013/388 esas, 2015/36 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 01/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.