Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2020/1111 E. 2020/4049 K. 01.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1111
KARAR NO : 2020/4049
KARAR TARİHİ : 01.06.2020

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : …11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21/03/2017 tarihli ve 2015/162 E., 2017/66 K. sayılı ilâmı ile sanıklar hakkında ayrı ayrı beraat hükümleri kaldırılmak suretiyle;
1- TCK.nın 37/1 maddesi delaletiyle 158/1-d, 62/1, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK.nın 37/1 maddesi delaletiyle 204/1, 62/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından …11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/03/2017 tarih ve 2015/162 Esas, 2017/66 Karar sayılı dosyası ile verilen beraat hükümlerine ilişkin katılan vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmasının ardından, …Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi’nce sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükümleri kaldırılarak mahkumiyetlerine hükmedildiği, bu mahkumiyet hükümleri sanıklar müdafiileri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Katılanın, suç tarihinden 20 yıl öncesinde sanık …’a tuhafiye alışverişi nedeniyle senet verdiği, söz konusu senede 19.07.2013 düzenleme tarihi, 19.09.2013 vade tarihi ve 400.000 ABD doları bedel şeklinde doldurulduktan sonra, diğer sanık … tarafından ciro edilerek, sanık … vekili vasıtasıyla 19.11.2013 tarihinde katılan aleyhine …28.İcra Müdürlüğü’nün 2013/16826 dosyası ile icra takibi başlatıldığı, akabinde katılan adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine haciz işlemi tesis edildiği, bu şekilde sanıkların fikir eylem birlikteliğiyle hareket ederek resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işledikleri iddia edilen olayda; her ne kadar sanıklar aşamalardaki savunmalarında üzerlerine atılı suçları işlemediklerini belirtmişlerse de; katılanın beyanlarında icra takibi alacaklısı olan sanık …’ı tanımadığını, sanığa borcu olmadığını, senet üzerinde bulunan 2 imzadan birinin kendisine ait olmadığını, diğer imzanın ise kendisine ait olabileceğini, sanık …’ın 20 yıl öncesinde …’ın… ilçesinde kendisinin kiracısı olduğunu ve tuhafiye dükkanı işlettiğini, bu dönemde …’tan veresiye olarak alışveriş yaptığını, borçlarına karşılık olarak ise sanık …n kendisine verdiği sözleşme ve altında bulunan senedi imzaladığını, suça konu senedin bu nedenle verilmiş boş senet olabileceğini, senet üzerindeki imzalardan birinin kendisine ait olduğunu ancak diğer imza ile yazıların kendisine ait olmadığını, sanık …’ı ise tanımadığını, kendisi ile herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını ifade etmesi, 28.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda, senedin kağıt yapısı, ölçüleri bağlamında günümüz ticari hayatında kullanılan matbu senetlere göre farklı bir yapıda olduğu, borçlu kısmındaki iki imzanın farklı iki kişi tarafından atılmış olduğu, alt kısımda bulunan imzanın müşteki …’ın elinden çıktığı, üst kısımdaki imzanın ise katılan … ve sanık … eli ürünü olmadığı, senet üzerindeki yazı ve rakamlarında katılan … ve sanık …’ın eli ürünü olmadığı, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 29.09.2014 tarihli raporunda ise, senedin borçlu bölümündeki iki imzadan alt kısımdaki imzanın katılan …’a ait olduğu, borçlu kısmındaki diğer imza ile senedin ön yüzündeki yazı ve rakamların katılan … ile sanık …’a ait olduğunu gösterir bulgu saptanmadığı, senedin arka yüzündeki ciro yazısı ve imza ile sanık …’a ait karşılaştırma yazı ve imzalar arasında; uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazı ve imzanın sanık …’ın eli ürünü olduğu, sonucuna varıldığı, senet kağıdının hangi tarihlerde üretildiği ya da senet üzerindeki imza ve yazıların farklı zamanlarda tersim edilip edilmediğine dair halen kullanılagelen bilimsel bir metot olmaması ve kağıt analizi için gerekli arşiv ve donanımın bulunmaması nedeniyle bu hususta tespit yapılamadığı yönünde görüş ve kanaatlerinin bildirilmiş olması, Bölge Adliye Mahkemesi’nce suça konu senedin incelemesinde senedin yasal unsurlarını ihtiva ettiği, aldatıcılık özelliğinin bulunduğu, kağıt kalitesi itibariyle eski izlenimi verdiği, senedin alt ve sol kısmının tırtıklı ve sarı renkli olduğu olduğunun belirlenmesi karşısında; sanıkların fikir ve eylem birlikteliği ile hareket ederek nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin sabit olduğu gerekçesine dayanan Bölge Adliye Mahkemesi’nin mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanıklar müdafiinin atılı suçların sanıklar tarafından işlenmediği, suçların sabit olmadığı, delillerin takdirinde hataya düşüldüğü, katılan vekilinin sanıklar hakkında alt hadlerden ceza tayin edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesi hükümlerine yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE, 01/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.