YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10608
KARAR NO : 2020/12544
KARAR TARİHİ : 17.12.2020
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 204/1, 62/1, 51, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK’nın 158/1-f-son, 168/2, 62, 52/2-4, 51, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, mağdur …’dan satın aldığı gıda malları karşılığında keşidecisi … olan, 30/12/2008 keşide tarihli ve 6.000 TL bedelli çeki ciro ederek verdiği, bu kişinin de yaptığı bir ticari iş nedeniyle çeki bir başkasına verdiği, çekin bankaya ibrazında sahte ve ikiz bir çek olduğunun belirlendiği, böylece sanığın sahte çeki düzenleyip kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, dosya kapsamında toplanan delillere göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi hususunun Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23/01/2018 karar tarihli 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar numaralı ilamında da belirtildiği üzere; ihtarın 5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesindeki düzenlemeye aykırı olmaması ve 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde 18/06/2014 tarihinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olması karşısında tebliğnamedeki düzeltilerek onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanığın tekerrüre esas alınan mahkûmiyetinin, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 491/1. maddesinde öngörülen elektrik hırsızlığı suçuna ilişkin olup, bu suçun, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 6352 sayılı Yasa ile değişik 163/3. maddesinde karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlenmesi ve koşullarının bulunması durumunda “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi seçeneğinin öngörülmesi karşısında, tekerrür uygulamasına esas alınan hükümle ilgili mahkemesince uyarlama yapılarak sonucuna göre tekerrüre esas olup olmadığının tespit edilmesinin, infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1- Uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hapis cezaları ertelenen sanık hakkında belirlenecek denetim süresinin hükmolunan ceza miktarlarından az olamayacağının gözetilmemesi,
3- Nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK’nın 158/1-f-son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken önce 5 gün adli para cezası belirlenmesi, daha sonra da haksız elde olunan yararın iki katının esas alınarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde hükümde karışıklığa neden olunması,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; hükmün ilgili kısmına “Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasına” kısmının eklenmesi, denetim süresinin belirlendiği fıkradan “bir yıl” ibaresinin çıkartılıp yerine “bir yıl üç ay” ibaresinin eklenmesi ve adli para cezasına mahkumiyete ilişkin uygulamaların hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine, “Sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son maddesi gereğince 600 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 168/2. maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında indirim yapılarak 300 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62/1. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 250 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52/2 maddeleri gereğince günlüğü 20.00 TL’den hesap edilmek üzere sonuç olarak 5.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadeleri yazılmak suretiyle; resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümde; hükmün ilgili kısmına “Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasına” kısmının eklenmesi, denetim süresinin belirlendiği fıkradan “bir yıl” ibaresinin çıkartılıp yerine “bir yıl sekiz ay” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.