Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/6237 E. 2019/8622 K. 23.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6237
KARAR NO : 2019/8622
KARAR TARİHİ : 23.09.2019

Dolandırıcılık suçundan sanık …’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62 ve 22/2. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis ve 2.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, katılanın zararının karşılanması koşuluyla hapis cezasının anılan Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2011 tarihli ve 2009/1118 esas, 2011/281 sayılı kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 18/03/2014 tarihli ve 2012/11718 esas, 2014/5008 karar sayılı ilâmı ile onanmak suretiyle kesinleşmesini müteakip, söz konusu kararın infazı sırasında, hükümlünün 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik doğrultusunda uyarlama yargılaması yapılarak infazının durdurulması talebinin kabulü ile infazın durdurulmasına, uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin aynı Mahkemenin 03/12/2016 tarihli ve 2009/1118 esas, 2011/281 sayılı ek kararını takiben, uzlaşma sağlanamaması nedeniyle infazın devamına dair Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/07/2017 tarihli ve 2009/1118 esas, 2011/281 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/04/2019 tarihli ve 2019/311 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/07/2019 gün ve 94660652-105-07-6624-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2019 gün ve 2019/80744 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/4. maddesinde yer alan “…Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur…” şeklindeki, anılan Kanun’un 253/5. maddesinde yer alan “Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.” şeklindeki, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 29/7. maddesinde yer alan, “Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.” şeklindeki, 5271 sayılı Kanun’un 253/15. maddesinde yer alan “Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir.” biçimindeki, Ceza Muhakemesinde Uzlaşma Yönetmeliğinin “Temel İlkeler” başlıklı 5/2. maddesinde, “Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin temel hak ve hürriyetlerine uygun olarak, menfaatlerinin korunması esası gözetilerek yürütülür.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, taraflara teklif yapmak üzere çağrı yapan uzlaştırmacının, bu çağrının kabul edilmesi üzerine ilgilisine uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçlarını anlatarak teklifte bulunması, taraflarca teklifin kabul edilmesi durumunda uzlaşma müzakerelerini başlatması ve müzakere esnasında uzlaşma sağlanamaması halinde ise uzlaşmanın ne şekilde sağlanamadığına ilişkin rapor tanzim ederek uzlaştırma bürosuna sunması gerektiği; dosya kapsamına göre, uzlaşma işlemlerinin yapılması için infazın durdurulmasına karar verilmesinden sonra, uzlaştırmacının görevlendirildiği, uzlaştırmacının müşteki ile görüştüğü, 18/04/2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre müştekinin, zararın giderilmediği için şikâyetten vazgeçmeyeceğini beyan etmesi üzerine, uzlaşmayı kabul etmediğine dair 18/04/2017 tarihli uzlaştırma formunun müştekiye imzalatılarak sanığa ulaşılmaksızın uzlaşma işlemlerinin sonlandırıldığı ve tarafların uzlaşamadığına ilişkin anılan raporun tanzim edildiği anlaşılmakta ise de; 5271 sayılı Kanun’un 253 ve devamı maddelerinde düzenlenen “uzlaştırma” kurumu ile suçtan zarar görenin, suç nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararının sanık tarafından giderilmek suretiyle, tatmin edilmesi ile birlikte, suç nedeniyle karşılaşacağı yaptırımdan sanığın kurtarılarak topluma kazandırılmasının amaçlandığı, somut olayda esasen müştekinin sanık ile uzlaşmasının temelini zararının giderilmesi hususunun oluşturduğu, müştekinin zararının giderilmesi durumunda sanık ile uzlaşma imkânının bulunduğu, bu hâlde müştekiye uzlaşmayı kabul etmediğine dair formun imzalatılmadan önce, uzlaşmanın temini bakımından sanığa ulaşılarak uzlaşmayı kabul etmesi durumunda, söz konusu zararın sanık tarafından giderilip giderilemeyeceği belirlendikten sonra uzlaşma işlemlerinin tamamlanması gerektiği cihetle, amacına ve usulüne uygun yapılmayan uzlaştırma işleminin geçerli olmadığı gözetilmeden, belirtilen nedenlerle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/04/2019 tarihli ve 2019/311 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İnfaz aşamasında başlatılan uzlaştırma işlemleri doğrultusunda atanan uzlaştırmacının her iki tarafa da telefon ile ulaştığı ve müştekinin; uzlaştırma teklifine cevaben; hükümlünün dava tarihinde zararını gidermemesi nedeniyle şikayetinden vazgeçmeyeceğini belirttiği, sanığın ve vekilinin ise; başka illerde oldukları ve tarafların bir araya getirilemeyerek uzlaştırma işleminin sağlanamadan sonlandırıldığına dair rapor düzenlendiği, uzlaştırma müzakerelerinin başlatılabilmesi için hem müştekinin hem hükümlünün uzlaştırmayı kabul etmesi gerektiği; müştekinin uzlaşma teklifini kabul etmemesi nedeniyle artık uzlaşma hükümleri uygulanmaksızın işlemin sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetildiğinde; Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/04/2019 tarihli ve 2019/311 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.