Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/6225 E. 2019/8623 K. 23.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6225
KARAR NO : 2019/8623
KARAR TARİHİ : 23.09.2019

Dolandırıcılık suçundan sanık …’ın mahkûmiyetine dair Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2016 tarihli ve 2016/272 esas, 2016/293 sayılı kararının, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 11/12/2017 tarihli ve 2017/26637 esas, 2017/26638 karar sayılı ilamıyla bozulmasını müteakip, uzlaştırma işlemlerinin yapılması amacıyla dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi üzerine, tarafların edimli olarak uzlaştıklarından bahisle sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine dair Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/20 esas, 2018/612 sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 22/07/2019 gün ve 94660652-105-35-5569-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/07/2019 gün ve 2019/80561 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun mahkeme tarafından uzlaştırma başlıklı 254/2. maddesinde yer alan “…Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” şeklindeki düzenleme,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 27/2. maddesinde yer alan “Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi hâlinde; sanık hakkında, Kanunun 231 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez.” ve 27/3. maddesinde yer alan “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir.” biçimindeki açıklamalar dikkate alındığında,
Somut olayda, 04/04/2018 tarihli uzlaştırma raporu ile sanığın uzlaşmaya konu bedel olan 2.300,00 Türk lirasını 20/10/2018 tarihinde ödemesi koşuluyla taraflar arasında uzlaşmanın sağlandığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda ve Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinde yer alan düzenlemeler uyarınca, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/20 esas, 2018/612 sayılı kararının bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şikayetçinin kovuşturma aşamasında katılan sıfatını almış olması ve CMK’nın 260. maddesinde hâkim ve mahkeme kararlarına karşı katılan sıfatını almış olanlar için kanun yollarının açık olduğunun belirtilmesi ile ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı başvurulabilmesi karşısında; hükmün katılana tebliğ edilmemesi nedeniyle henüz kesinleşmediği anlaşılmakla; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, katılanın dilekçesinin, temyiz kanun yolu başvuru dilekçesi olarak kabul edilmesi suretiyle, dosyanın Yargıtay’ın ilgili dairesine gönderilmesi gerektiği gözetilerek, Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 05/06/2018 tarih ve 2018/20-2018/6120 sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.