Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/5935 E. 2019/8627 K. 23.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5935
KARAR NO : 2019/8627
KARAR TARİHİ : 23.09.2019

Nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler …, …, … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/03/2018 tarihli ve 2018/1211 soruşturma, 2018/1025 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bursa 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/06/2018 tarihli ve 2018/3050 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 13/06/2019 gün ve 94660652-105-16-2533-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2019 gün ve 2019/64458 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin şikâyetinde özetle, şüphelilerin Yalova İli …. ilçesinde bulunan …. Kent Sitesine ilişkin Gemlik ….. Noterliğinin 20/07/2012 tarihli ve 5120 yevmiye sayı ile tasdikli Yönetim Planını sahte olarak oluşturduklarını, ilgili belgeye tapu sicil müdürü sıfatıyla şüpheli … tarafından kaşe ve imza atıldığı görülmesine rağmen Armutlu Tapu Müdürlüğü’nün kendisine gönderdiği 14/12/2017 tarihli ve 45620382-105-E-2841263 sayılı cevabî yazıda; şikâyet konusu yapılan taşınmazların …. Kent Konut Yapı Kooperatifi’ne ait olduğu, ancak söz konusu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtlarında her hangi bir yönetim planına rastlanmadığının belirtildiğini iddia ederek başvuruda bulunması üzerine, adı geçen şüphelilerin aynı eylemine ilişkin olarak daha önce Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/03/2017 tarihli, 2017/758 soruşturma ve 2017/767 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, şüpheliler hakkında aynı eylem nedeniyle yeni bir soruşturma yapılamayacağından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığının 10/03/2017 tarihli, 2017/758 sayılı soruşturma dosyasında … hakkında şüpheli sıfatıyla atılı eyleme ilişkin olarak herhangi bir soruşturma yürütülmediği anlaşılmakla, öncelikle şüpheli …’ın ifadesinin alınması, ilgili belge aslının Gemlik 1. Noterliği’nden temin edilmesi, anılan belgede tapu sicil müdürü sıfatıyla adı geçen şüphelinin kaşe ve imzasının bulunması sebebiyle ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı yazılarak, bahse konu belgenin tapu kayıtlarında bulunup bulunmadığı ve eğer kayıtlarda varsa kim tarafından ne şekilde oluşturulduğunun sorulması ile elde edilecek bilgi ve belgeler doğrultusunda, Gemlik ….. Noterliğinin 20/07/2012 tarihli ve 5120 yevmiye sayı ile tasdikli Yönetim Planı belgesinin resmî kurum kayıtlarında olmaması veya resmî kayıtlardaki nüshasından farklı şekilde sahte olarak oluşturulduğunun tespiti hâlinde, sahtecilik eyleminin kim tarafından gerçekleştirildiğinin tespitine yönelik olarak şüpheliden imza örnekleri alınarak bilirkişi raporu aldırılmasından sonra yapılacak inceleme sonucuna göre, şüpheli …’ın hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönüyle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekinin şikayet dilekçesinde; şüphelilerin iştirak halinde gerçeğe aykırı yönetim planı belgesini kullanarak kooperatifte kat irtifakı kurulmuş gibi aidat toplayıp karar aldıklarını ve haksız menfaat temin ettiklerini iddia ettiği, ancak bu paraların nerelere ne şekilde usulsüz harcandığına dair soyut iddialarından başkaca delil ileri sunmadığı, taraflar arasındaki alacak davasında Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararında da sitenin masraflarından dolayı şüphelinin borçlu olduğuna hükmedildiği nazara alındığında Bursa 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/06/2018 tarihli ve 2018/3050 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.