Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/592 E. 2020/11234 K. 09.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/592
KARAR NO : 2020/11234
KARAR TARİHİ : 09.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK.nın 157/1, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK.nın 204/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında “2010” olarak yazılmış olan suç tarihinin mahallinde, suça konu bononun düzenlenme tarihi olan “24/03/2010” olarak düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, katılan ile aralarındaki alacak borç ilişkisinden dolayı, borçlusunun tanık …’in, alacaklısının ve 1. cirantanın kendisi olduğu, borçlu imzası sahte olarak atılan 3.000 EURO bedelli senedi katılan verdiği, söz konusu senedin vade tarihinde ödenmemesi üzerine katılanın Konya 13. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11001 Esas numaralı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, icra takibine konu senede tanık … tarafından borçlu imzasının eli ürünü olmadığından bahisle itiraz edilmesi nedeniyle katılanın alacağını tahsil edemediği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Her ne kadar sanık savunmalarında atılı suçu işlemediğini belirtmişse de; katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanık anlatımları, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporunda; senetteki imzanın tanık …’in eli ürünü olmadığı, alınan ekspertiz raporunda; senedin ön yüzündeki “30/08/2010, …, üçbineuro, malen, Konya, 24/03/2010, …” yazılarının sanık …’in eli ürünü olduğu, senedin arka yüzündeki sanık … isim altında bulunan imzanın ise sanık …’in eli ürünü olduğu, söz konusu senedin ön yüzünde bulunan borçlu imzasının sanık … eli ürünü olduğuna dair kaligrafik bulgunun tespit edilemediği yönünde görüş ve kanaatin bildirilmesi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği
hususu sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin suçun sabit olmadığı, eksik inceleme ve lehe hükümlerin uygulanmadığı gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün incelenmesinde;
Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında mahkumiyet hükmü verilmiş ise de, iki suçun mağdurunun farklı olması nedeniyle eylemin uzlaşma kapsamında olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.