Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/4816 E. 2019/7500 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4816
KARAR NO : 2019/7500
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

Dolandırıcılık suçundan sanık …’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 ve 52/2. Maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 8.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2012 tarihli ve 2012/191 esas, 2012/573 sayılı kararının Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 01/06/2016 tarihli ve 2015/8490 esas, 2016/7080 karar sayılı ilâmı ile onanması sonucu kesinleşmesini müteakip, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle infazın durdurulması ve uyarlama kararı verilmesi talebinin kabulü ile dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2012/191 esas, 2012/573 sayılı ek kararını müteakip, uzlaştırmanın sağlanamaması nedeniyle infazın devamına dair Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2017 tarihli ve 2012/191 esas, 2012/573 sayılı ek kararın karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2017 tarihli ve 2017/447 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 23/05/2019 gün ve 94660652-105-20-3734-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/05/2019 gün ve 2019/58273 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede ;
Dosya kapsamına göre, uzlaştırmacının sanığa çağrı yapmaksızın müştekinin uzlaştırmayı kabul etmemesi nedeniyle uzlaştırma sağlanamadığına yönelik düzenlenen rapor nazara alınmış ise de;
Uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.”;
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.”;Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, “Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.”;
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, “uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır.”;Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, “Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.”;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesinde yer alan, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.”;
Aynı Kanun’un 21/1-2. maddesinde yer alan, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın MERNİS adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin MERNİS adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
Somut olayda, uzlaştırmacı tarafından sanığa uzlaştırma teklifi yapılmadığı gibi, yukarıda detaylıca açıklandığı üzere, uzlaştırma bürosundan sanığın bilinen son adresine uzlaştırma teklifinin gönderilmesi talebinde de bulunulmadığı, yine müştekiye uzlaştırma teklifinde bulunulup bulunulmadığından da bahsedilmediği, sadece müştekiye çıkartılmış bir adet ihtarname ile posta alındı belgesinin dosyada bulunduğu, ancak ihtarnamenin müştekiye tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, açıklanan nedenlerle, uzlaştırmacı tarafından düzenlenen raporun usulünce tanzim edilmediği gözetilmeden, uzlaştırma sağlanamadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Uzlaştırma yönetmeliğinin 31/7. maddesinde, ”Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da yapılan araştırmaya rağmen adresin belirlenememesi gibi başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa, katılana veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde bu hususun tutanakla tespit edilmesinin ardından uzlaştırmacı tarafından uzlaştırma işlemlerine son verilir.” hükmüne yer verildiği ve somut olayda müştekinin kolluk aşamasında verdiği adrese uzlaştırmacı tarafından uzlaştırma ihtaratının gönderildiği ve posta alındı belgesinin dosya içerine konulduğu, usulüne uygun uzlaştırma işlemine rağmen tarafların uzlaşamadığı nazara alındığında; itirazın reddi yönündeki kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2017 tarihli ve 2017/447 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 02/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.