Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/4687 E. 2019/7685 K. 09.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4687
KARAR NO : 2019/7685
KARAR TARİHİ : 09.07.2019

Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na muhalefet suçlarından şüpheliler…ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/11/2018 tarihli ve 2018/181443 soruşturma, 2018/87411 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/12/2018 tarihli ve 2018/6450 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/04/2019 gün ve 94660652-105-34-1551-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/05/2019 gün ve 2019/46070 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararındaki anlatıma göre, “Yukarıda açık kimlikleri yazılı müştekilerin Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaat ederek; emlak ofislerinin bulunduğunu, emlak ofislerinin yer aldığı apartmanda oturan şüpheli …’ın 2013 yılında evini kendilerine satmak istediğini, 420.000 TL satış bedeli ile anlaştıklarını ve aralarında bir protokol oluşturduklarını, para ödendikten sonra evin satış ve devir işlemlerinin yapılacağını kararlaştırdıklarını, …’a 420.000 TL parayı ödediklerini ancak …’ın kendilerini oyalayarak evin devrini yapmadığını, paralarını da iade etmediğini, bunun üzerine alacak davası açtıklarını, alacak davası kapsamında şikayet konusu evle ilgili tedbir kararı verildiğini, tebligatlardan birisinin usule uygun olmaması sebebiyle davanın düştüğünü ve tedbirin kalktığını, bu boşluktan faydalanan …’un … isimli şahıs ile kağıt üzerinde sözleşme yaparak evi …’un üzerine geçirmeye çalıştığını, evle ilgili kendilerini ikinci plana düşürmek için de …’un …’a borcu varmış gibi aralarında muvazaalı olarak bono düzenleyerek … aleyhine icra takibi başlattıklarını, bonoların üzerine de …’un adresi olarak müştek…’ün adresini yazmış olduğunu beyan ederek” şikayetçi olmaları şeklinde gelişen olayda, müştekilerin beyanlarının alınmasıyla yetinilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şikayet konusu fiiller bakımından müşteki beyanında zikredilen alacak davasına ilişkin dosya ile İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün 2017/35459 esas sayılı dosyasının usulünce celp edilerek incelenmesi, bonoların sahteliği iddiasına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılması, şüphelilerin ifadelerine başvurulması ve soruşturmanın buna göre sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/12/2018 tarihli ve 2018/6450 değişik iş sayılı kararInın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 09/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.