Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/4623 E. 2019/6805 K. 18.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4623
KARAR NO : 2019/6805
KARAR TARİHİ : 18.06.2019

Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, yayma suçlarından meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/01/2019 tarihli ve 2018/245646 soruşturma, 2019/415 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/02/2019 tarihli ve 2019/994 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/04/2019 gün ve 94660652-105-34-3988-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/04/2019 gün ve 2019/43258 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Müşteki vekilinin şikâyet dilekçesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, facebook, twitter, instagram gibi sosyal ağlar ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerini Amerika Birleşik Devletleri adlî makamlarının cevaplamadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; somut olayda, ismi ve fotoğrafları kullanılarak instagram isimli internet sosyal ağda adına 31 adet, twitter isimli sosyal ağda 35 adet, facebook isimli sosyal ağda 38 adet farklı hesap açıldığı, bunlardan … isimli twitter sosyal ağ hesabı kullanan ve kimliği polis tarafından tespit edilen… isimli şüphelinin bu hesaptan yazışmalar yaparak kendisini şikayetçinin akrabası olarak tanıtıp dolandırıcılık yaptığı, mağdur …’un bu yöntemle dolandırıldığı iddialarının varlığı karşısında, söz konusu sosyal ağlardaki profil bilgilerinin ve delil tespit etmeye elverişli diğer hususların araştırılarak, Amerika Birleşik Devletleri adlî makamları ile istinabe yapılması, istinabe talebinin sonuçsuz kalmasının soruşturmanın önünde bir engel teşkil etmediği, şüphelilerin tespit edilmesi için gereken araştırmanın yapılması ve ulaşılamaması halinde ise zamanaşımı süresince daimi arama kararı verilerek araştırmaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sosyal medya platformlarında ismi ve fotoğrafları kullanılarak müşteki adına sahte hesaplar açılıp 3. kişilerin bu hesaplar kanalıyla dolandırıldığının iddia edildiği anlaşılmış ise de; sosyal paylaşım ağlarını yöneten şirket merkezinin Amerika Birleşik Devletlerinde bulunması nedeniyle adı geçen ülke adli makamları ile yazışma yapılması gerektiği, ancak benzer soruşturmalar için yapılan yazışmalarda ABD’deki yasal düzenlemelerin şüphelinin tespitine yönelik işlemlerin yapılmasına uygun olmadığı, bu husustaki taleplerin olumsuz karşılandığı bilgisine yer verildiği, e-iletilerin gönderilmesinde kullanılan ve yurt dışında bulunan serverlerden söz konusu ülkelerdeki “Kişisel Verilerin Korunması Yasaları” nedeniyle gönderen kişilerin kimliklerinin belirlenmesine yarayacak bilgiler almanın mümkün bulunmadığı, soruşturmanın devamı halinde yeni delillere ulaşmanın teknik ve hukuki açıdan mümkün bulunmadığı, yeni delil elde edilmesi durumda soruşturmanın yeniden ele alınmasının her zaman olanaklı bulunduğu nazara alındığında itirazın reddi yönündeki kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/02/2019 tarihli ve 2019/994 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.