Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/4496 E. 2019/6734 K. 17.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4496
KARAR NO : 2019/6734
KARAR TARİHİ : 17.06.2019

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar …, …’in beraatlerine ilişkin Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/01/2017 tarih, 2015/50 E., 2017/7 K. sayılı hükmüne yönelik katılan vekili tarafından istinaf yoluna gidilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi’nin beraat hükümleri kaldırılarak sanıkların TCK’nın 158/1-f, 62, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verildiği temyiz istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2018 tarih 2018/85877 sayılı tebliğnamesi ile bölge adliye mahkemesi kararına yönelik sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin esastan reddi istemiyle dairemize gönderilmiş, Dairemizin 11/03/2019 gün ve 2018/9206 Esas, 2019/1931 Karar sayılı ilamı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmiştir;
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden dairemizin mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına yönelik yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/04/2019 tarihli itiraz dilekçesinde sanıklar …, … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükümler yönünden ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
Sanıklar yönünden “nitelikli dolandırıcılık” suçundan verilen hükümlerin bozulmasına ilişkin; 11/03/2019 gün ve 2018/9206 E. 2019/1931 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/01/2017 tarih, 2015/50 E., 2017/7 K. sayılı hükmüne yönelik katılan vekili tarafından istinaf yoluna gidilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi’nin beraat hükümleri kaldırılarak sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılan vekili ve sanıkların müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar … ve …’in “…” isimli şirketin ortağı ve yetkilisi oldukları, aralarında ticari ilişki bulunan katılan … Su Ürünleri San. Tic. Şti A.Ş’den aldıkları balık yemlerine karşılık, muhtelif meblağlarda ve toplam 10 adet çek tanzim ederek teslim ettikleri, katılan firmanın da bu çeklerin bir listesini yaparak, ödeme günleri geldiğinde sanıkların firmasından tahsil edilip kendi hesaplarına aktarılması amacıyla, 24.11.2008 tarihli dilekçe ekinde ve tahsil cirosuyla, hesabı bulunan … Bankası Ticari şubesine teslim ettiği, söz konusu çek listesinin ilk sırasında suça konu olan “39.420,00” dolar bedelli çekin de yer aldığı, ancak aradan bir süre geçtikten sonra, sanıkların firmasının ödeme güçlüğü içine düşmesi nedeniyle, katılan firma yetkililerine başvurarak, “aralarındaki borçlanmayı yeniden yapılandırma” talebinde bulunmaları üzerine; iki firma yetkililerinin de katılımıyla, “Borç Kabul Ve Ödeme Planı Teminat Alma Sözleşmesidir” başlığını taşıyan 09.04.2009 tarihli sözleşmeyi imzaladıkları, anılan sözleşme içeriğine göre, özetle; sözleşme tarihine kadar, sanıkların firmasının katılan firmaya toplam borcunun 2.500.000 (İkimilyonbeşyüzbin) Dolar borcun teminatı sanıklardan …’e ait çeşitli taşınmazlar üzerine ipotekler tesis edileceğinin, buna karşılık, katılan firma elinde bulunan ve tahsil için bankalara teslim edilen çeklerin arkaları yazılmadan ve icra takibine konu edilmeden, iptal edilmek suretiyle sanıkların firmasına iade edileceğinin kararlaştırılması üzerine, katılan firmanın tahsil amacıyla bankaya verdiği ve sanıkların firmasına ait bulunan çekleri ilgili bankadan geri alarak iptal etmek suretiyle, sanıklara iade ettiği, sanıklara ait firmaya iade edilen çekler arasında suça konu, 02.08.2009 tarih ve “0119559” seri numaralı “39.420,00” (Otuzdokuzbindörtyüzyirmi) Dolar bedelli çekin de bulunduğu, ancak çekin arkasında yer alan katılan firma cirosu iptal edilmeden sanıkların firmasına teslim edildiği, daha sonra sanıklar … ve …’in, 09.04.2009 tarihli sözleşmede belirtilen vadelere uygun olarak borçlarını ödeyemedikleri, cebri icra işlemleri başlatıldığı, verdikleri çeklerin bir bölümünün de karşılıksız çıkması nedeniyle katılan firmanın da başvurusu üzerine, çek keşide etmekten yasaklanmalarına hükmedildiği, katılan firma yetkilisi … ile sanık …’in, arasında 12.03.2013 tarihli yeni bir mutabakat sözleşmesi yapılarak katılan şirketin hacizlerinin ve icra takiplerinin devam edeceği ancak katılan şirketin de gemiler üzerinde bulunan seferden men kararlarının kaldırılmasını sağlayacağının kararlaştırıldığı, bütün bunlar sonrasında sanıklar …, …’in; dosyası tefrik edilen sanık … ile temasa geçip fikir ve eylem birliği içinde hareket etmek suretiyle; katılan firma tarafından bankadan tahsil edilmeksizin geri alınarak, arkasındaki tahsil cirosu da sehven iptal edilmeden “…” isimli firmaya geri verilen suça konu “…” seri numaralı, gerçekte 39.420,00 (Otuzdokuzbindörtyüzyirmi) Dolar bedelli ve 02.08.2009 tarihli çekin, bedel ve tarih hanelerinin üzeri gözle görülür şekilde çizerek, çek bedelini “13.914.200” (Onüçmilyon dokuzyüzondörtbin ikiyüz) Dolar, çek tarihini 02.11.2013 olarak değiştirdikten sonra … tarafından paraf edilerek, çekin arkasında katılan firma cirosunun hemen altına … ismini yazıp imza attıkları ya da attırdıkları, bu imzadan hemen sonra gelmek ve çekte üçüncü ciranta olmak üzere … yazıp adı geçene atfen imza attıkları ya da attırdıkları, sanıklardan …’ın da, bu şekilde sahte cirolar silsilesiyle zilyet olduğu söz konusu çekin arkasını imzalayarak, 12.11.2013 günü …Bankası … Şubesine tahsil için ibraz ettiği, çek hesabında bulunan 695,00 TL’yi aldıktan sonra; aynı gün … Noterliği’nde düzenlettiği … yevmiye no’lu vekaletnameyle bir vekil tayin ettikten sonra, vekili aracılığıyla katılan firma dahil çekin arkasında adı geçen kişilerin yanında, keşideci konumunda bulunan ve sanıkların sahibi bulunduğu … isimli firma aleyhine de icra takibi başlattığı, böylece sanıkların iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edildiği olayda;
Sanıkların savunmaları, katılanlar ve tanık beyanları, ekspertiz raporu ile dosya kapsamından Bölge Adliye Mahkemesi’nce, nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, verilen karar hukuka uygun olduğundan, katılan vekili ve sanıkların müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz istemlerinin ESASTAN REDDİNE, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.